Aliester Crowley

Stayuzay

Karga
Aliester Crowley İngiltere’nin Warwickshire kentinde 12 Ekim 1875 tarihinde doğdu. Babası Edward Crowley bira fabriksı işletmiş ve Aliester doğduğunda emekliye ayrılmıştı. Annesiyse Emily Bertha Bishop'tır. Babası günlük işlerini bitirdikten sonra vaazlar verirdi ve çocuğu için de gündelik kitabı-ı mukaddes çalışmaları için özel öğretmen tutmuştu. Ailesinin ona verdiği isim Edward Alexander Crowley'ydi fakat babasına olan nefretinden dolayı adını değiştirmeyi tercih etti. yazdığı otobiyografi de ismini değiştirmesiyle ilgili şunları diyor:

“Uzun yıllar boyunca, kısmen rahatsız edici telaffuzu ve yazılışı nedeniyle, kısmen annemin bana seslendiği isim olduğu için Alick olarak adlandırılmaya yüz tutmuştum. Edward bana yakışmıyor gibiydi. Ted ve Ned Edward’ın kısaltması olarak bana uyan isimler değillerdi. Alexander ismi de oldukçaçok uzundu ve Alexander’ı Sandy olarak kısaltmak demek çilli bir suratı zihne düşürüyordu. Bazı isimler kendiliğinden oluşuveriyordu. Aleister Crowley bu şekilde kendiliğiden oluştu ve Aleister, Alexander’ın Galya dilindeki hali. . Bunu benimsemek çok sonraları romantik ideallerimi tatmin etti.”

Ailesi oldukça dindardı ve Aliester'i de dindar yetiştirmeye çalışıyorlardı. 11 yaşındayken babasının ölmesiyle evde ki otorite figürü yok olmuştu bu durumda Aliester'in hristiyanlıktan uzaklaşmasını kolaylaştırmıştı. Hristiyan ahlağına ters olan her şeyi yaparak hristiyanlığa kendi çapında meydan okuyordu. O günah olarak değerlendirilen eylemlerin hayatın en önemli ve keyifli aktiviteleri olduğunu düşünüyordu. Annesi ona incil'de de geçen "The Beast" yani canavar lakabını takmıştı. Uyuşturucuya düşkün biri olması ve 14 yaşında evin hizmetçisine tecavüz etmesi gibi ona kötü sıfatlar takılmasına sebep olacak davranışlar bunun nedenini anlaşılır kılıyordu. Annesinin ona taktığı bu lakap hoşuna gitmiş ve kullanmayı sürdürmüştür.
Stockholm’de George C. Jones'la tanışmış ve onun sayesinde doğaüstü güçlerle ilgilenmeye başlamıştır. Büyüye olan ilgisi ortaya çıkınca bu konuda araştırmalar yaptı. Büyüyle olan bağı gittikçe güçlenirken aynı zamanda edebiyata ve şiire de önem veriyordu. Bu dönemde de ilk şiir kitabı olan Aceldama’yı yayımladı.Sonrasında Cambridge Üniversitesine kaydoldu. Büyük ihtimalle okült çalışmalarına da bu üniversite de başladı. Carl von Eckartshausen’in “Tapınağın Üstündeki Bulut” kitabını okuduktan sonra insanlığın tekamülündeki gizli kardeşlik düşüncesi yönündeki ilk ipuçlarına ulaştı. Kitap onu derinden etkilemişti, o dönemde insanlığın görünmeyen hiyerarşisindeki yerini almaya yemin etti. Daha sonra, okült çalışmalarında bunu “Ustaların Büyük Beyaz Kardeşliği” adıyla tanımladı.
George C. Jones sayesinde Altın Şafak tarikatını tanıdı ve etkilendi. Kimyager Julian L. Baker'da tarikata girmesini sağladı. Tarikatta MacGregor Mathers'la birlikte tören büyüsü ve ritüel araçlarının kullanımı ile ilgili deneyler yaptı. Aynı zamanda kendi bisexüelliği ve fahişeler üzerinde de deneyler yaptı. Tarikata girer girmez söylemleri ve hareketleriyle dikkatleri üzerine çekti. Bu durum Golden Dawn’ın lideri Samuel Mathers’ın hoşuna gitmemiş olacak ki eşcinsellik suçlamasıyla Crowley’nin tarikattan uzaklaştırılmasını sağladı. Mathers’ın bu davranışı Aleister Crowley’nin hoşuna gitmedi ve karşılıklı kara büyü savaşına başladılar. Bu dönemde Mathers’ın ciddi zararlar aldığı söylenmekte. Tarikatın üst düzey üyeleri onun bu konuda oldukça özgür düşündüğü konusunda hem fikre sahip olup onun üst düzeye çıkmasına engel olmuşlardı. Crowley’nin katılımından kısa bir süre sonra Altın Şafak Cemiyeti çöktü.
Tarikatın çökmesinin ardından dağ tırmanışına başladı. k-2 tırmanışı girişiminde raja ve tantrik yoga uygulamaları ile tanıştı. Rose adında bir kadınınla tanıştı ve onunla evlendi. Eşiyle Kahire'ye sehayete gitmişlerdi. Rose, öteki dünya ile iletişim halinde olduğunu ve Aliester'in ruhsal bir mesajı dünyaya aktarma görevinin verildiğini söyledi. Onlara göre bu bilginin kaynağı "Aiwass" isimli bedensiz bir varlıktır. Crowley, Teorik ve Pratik Maji adlı kitabında Aiwass’ı bireysel bir zeka olarak değil, seksüel-güneş enerjisinden kaynaklanan büyüsel bir akım kaynağı olarak tanımlıyordu. onlara göre insanoğlunun yeni döneminin ve dünyasal bilincinin son evriminin yasalarını açıklıyordu. Bu olaydan sonra Kahire'deyken kanun kitabının ilk 3 bölümünü yazmıştır.
Crowley, din olgusunun bilimsel metod ile birleşmeden yaban ve eksik kaldığına inanıyordu. Bu düşünceleri ışığında Thelema’yı gönlünce değiştirip kendi dinini kurdu ve kendisini peygamber ilan etti. Yaşadığı günah dolu hayat sonucu Hristiyanlığı tamamen reddedip kurduğu bu dine inanmaya başladı. Thelema dini sayesinde hatrı sayılır bir mürit topladı etrafında. Tabi ki kurduğu dinin kitabı kanun kitabıydı. Kara büyünün daha ağırlıklı olduğu kitapta evrenin ve insanın yaratılışına, bu yaratılışın amacına değinen Crowley, dininin sloganı olarakta şu sözleri söylecekti. “Ne istiyorsan onu yap, tüm kanun budur.” Kendi dinini yaratmaya başladı ve ilk tapınağını Sicilya'da kurdu. Aiwass'a göre insanlığın geçmişinde 3 büyük ruhsal aşama vardı; paganizm, hristiyanlık ve crowley. Bu 3 dönem anne yani İsis, baba yani Osiris ve çocuk yani Horus. Crowley kanun kitabına şöyle yazmıştır:

“Onun egemenliği, her dönemde temeldir. Kendinizin günah duygusunu ve bozulmuşluğunuzu gözlemleyin, günahsızlığın büyümesi ve sorumsuzluklar, tekrarlanan içgüdünün garip değişiklikleri… ilk oluşumda bir çocuk gibi sınırlanma vardır ve bu bir kabus gibi kıyametin korkusu ile birleşir.”

Crowley, kitlelerin gizli bilgisini besleme arzusuyla kendini tüketirken, karısı kendi karanlığına düşmüştü. Daha sonraları devamında alkolizm belirmişti. bu gelgitlerin arasında tifo suçlu kabul edilse de Crowley, Rose’u ilk kızları Lilith’in ölümünden sorumlu tuttu ve ikili boşandı.Boşanmadan sonra Aleister Crowley’in hayatının büyük bir kısmı, şehirden şehre göçmek ile harcanmıştı. Yolculukları sırasında tanıştığı “kızıl kadınlardan” biri ona bir oğul verdi, Atatürk Crowley. Crowley'in bir de Atatürk için yazdığı şiiri vardır:

Gidenler, tanrılar ve hayaletlerdi,
Korkunun bastırılmış tümörleri,
Düşüncenin örümcek ağları;
Korkak kardeşlikler artık ölü;
Hakikat asil fedakarlıklar ister ,
Özgür insanlar cüret ederler.
Kendi kendizin kurtarıcısı olun.
Aptal ve boş inançlarla
Vaktinizi ve enerjinizi boşa harcamayın
Düşmanınıza zekice yaklaşsanız
İyi edersiniz
Onları doğru yola sokun
Baskıcı inançlardan kurtarın,
Utanç ve suçluluktan doğan,
Yanlış korkular
Kendinize olan saygınızla yükselin,
Kuralına uygun yaşayın:

İstediğinizi yapın...


Crowley, insanın kaderinin tanrılarla ortaya çıktığına inanıyordu. Bazı gizemli bilgilerle gerçek insana dönüşme kimyasını “Moonchild-Ay Çocuğu” adlı kitabında anlattı. Bu eserde, özel bir amaç için seçilen bir büyücü ve bir kadının öyküsü anlatılıyordu.
Tapınağında öğrencilerinden Raoul Loveday'in zehirlenerek ölmesinin ardından hayatının karanlık dönemine girdi. Raoul'un karısı olanları medyaya anlattı. Artık kara büyücülükle ve insan kurban etmekle suçlanıyordu ve sonrasında da tapınağı kapatıldı.
Uyuşturucuyla küçük yaştan beri içli dışlı olan Crowley, ölmeden önce günde 13 doz uyuşturucu alacak kadar bağımlı durumdaydı. Eşinin anlattığına göre ise Crowley’e morfin vermeyi reddeden doktoru, Crowley ağır şekilde lanetmiş ve doktor 24 saat sonra esrarengiz şekilde hayatını kaybetmişti. Hayatı boyunca hapisten ve yargılanmaktan, düşmanı olan kişilerin esrarengiz ölümleri sayesinde kurtulmuştu. Crowley, 1947 yılında yine İngiltere’de hayatını kaybetti.

KAYNAKLAR:
wikipedi
medium @temmuzüncesi
emoshhh blogspot
wannart @ozancelikoglu
masonlar.org

- Uzay Çetin tarafından derlenmiştir-
 
Son düzenleme:
Üst