Japonların kültürü oldukça tuhaf ve ilgi çekicidir. Her ne kadar bize çok uzak olsa da çoğumuz Japon kültürünü merak ederiz. Japonların kültürleri ne kadar ilginçse şehir efsaneleri de o kadar ilginçtir.
Gecenin karanlığında eve gidiyorsun, saatten ve eve giderken kullandığın yollardan ötürü etraf sessiz ve ıssız. Belki de yeni bitmiş olan bir yağmurdan ötürü çatılardan su birikintilerine düşen damlaların sesini dinliyorsun. Dalgınlıkla ilerlerken bir süre sonra damla sesleri dışında başka sesleri fark ediyorsun. Hızlı ve ritmik bir şekilde yere çarpan metal sesi, teke keçilerinin çıkardığı homurdanma sesleri ve hızlı nefes alıp verişler... Arkana bakmaya cesaret ettiğinde, bunun gördüğün son şey olacağından korkuyorsun. Belinden aşağısı olmayan -bu yüzden sadece elleriyle yürüyen, yıpranmiş uzun saçlan birbirine karışmış- üzerindeki denizci okul üniforması kanla kaplanmış ve elindeki kanla kaplanmış paslı orakla birlikte seni kovalayan genç bir kızı görüyorsun.
Teke Teke ya da diğer adlarıyla "Shaka Shaka, Pata Pata, Kata Kata, Koto Koto, Hijikake Baba" çıkardığı sesler teke keçisine benzediği için bu adı almıştır. Hikayenin bazı versiyonlarında erkek olsa da genellikle kadın olarak kabul edilir. Alt vücudu olmadığından, koşmak için kollarını kullanır. Yeteri kadar korkunç bir görüntü... Genelde şehirlerin boş ve karanlık sokaklarında ya da otoyollarda yaşadığı söylenir. Kurbanlarını karanlıkta gafil avlar. Bacaklarının olmadığını öğrendikten sonra sakın rahatlamayın. Çünkü buna rağmen hareket halindeki bir arabayı yakalayabilecek kadar hızlıdır. Hikâyenin bazı versiyonlarında elinde bir orakla gezer ve kurbanının bacaklanını çalar.
Çoğu şehir efsanesi gibi bunun da nereden geldiği pek bilinmemektedir. Her bölgenin kendine ait bir versiyonu vardır. Bazı hikayelerde Teke Teke, trajik bir kazanın kurbanı olmuştur; bazılarında ise intihar etmiştir. Bazı versiyonlarında büyüler ya da bazı tılsımlar sizi koruyabilirken bazılarında ölümden başka seçeneğiniz yoktur. Bazı versiyonlarında, Teke Teke'nin kurbanları yeni Teke Teke oluyor ve insanları avlamaya başlıyor.
Versiyonlarda birçok ortak yön vardır ama en yaygın olanlar Hokkaido'dan Kashima Reiko adlı bir kadına işaret eder. ikinci Dünya Savaşı'ndan sonraki yıllarda Hokkaidô Muroran'da bir ofis çalışanı, bir Amerikan askeri tarafindan canice işkencelere ve tecavüze maruz kaldı. O gece, bir köprüden tren raylarına atladı ve bir tren hızla ona çarptı. Darbe o kadar güçlüydü ki vücudu ortadan ikiye böldü. Hokkaido gecelerinin soğuğu o kadar şiddetliydi ki kan damarlarını büzdü ve kanamayı hızlı bir şekilde durdurdu. Ölmek yerine acıyla uzun süre yardım için kıvrandı. Bir tren istasyonuna kadar sürünerek gitti ve bir görevli tarafından fark edildi. Görevli ona yardım etmeye çalışmak yerine üstüne bir örtü örtüp onu yavaş ve acılı bir ölümün eline bıraktı.
Efsaneye göre bu hikayeyi duyduktan üç gün sonra, alt yarısı olmayan bir kadının hayaletini göreceksin. Bu, trenin çarptiği kadının öfkeli hayaletidir. Hayalet seni yakalamaya çalışacak, kaçman imkansız. Çünkü düşündüğünğüzden çok daha hızlı. Bazıları, hayaletin ikiye bölündüğünde kaybolan bacaklarını aradığını söylūyor. Bazıları ise ölürken ona yardım etmediği için insanlığa kızgın olduğunu ve elinden geldiğince çok insanı katletmeye çalışarak acısını tattırıp intikam almaya çalıştığını söylüyor.
Bu yazıyı okuduktan ya da bu efsaneyi duyduktan ksa bir süre sonra rüyanda ya da gizemli bir telefon aramasında
onun sesini duyabilirsin. Sana kendi bilmecesini soracaktır. Seni ölümden kurtaracak tek yol, doğru cevabı
vermektir. "Bacaklarına ihtiyacın var mı?" diye sorduğunda "Tam şu an onlara ihtiyacım var." demelisin. Umutsuz bir sesle yeniden sizi kandırmaya çalışıp bir soru daha soracaktır,"Sana hikâyemi kim anlattı?". "Kashima Reiko. Gizlenmek için Ka, Ölüm için shi, iblis için ma hayalet için rei kaza için ko." Bilmecelerine hatasız cevap verirsen, belki yaşamana izin verir.
Gecenin karanlığında eve gidiyorsun, saatten ve eve giderken kullandığın yollardan ötürü etraf sessiz ve ıssız. Belki de yeni bitmiş olan bir yağmurdan ötürü çatılardan su birikintilerine düşen damlaların sesini dinliyorsun. Dalgınlıkla ilerlerken bir süre sonra damla sesleri dışında başka sesleri fark ediyorsun. Hızlı ve ritmik bir şekilde yere çarpan metal sesi, teke keçilerinin çıkardığı homurdanma sesleri ve hızlı nefes alıp verişler... Arkana bakmaya cesaret ettiğinde, bunun gördüğün son şey olacağından korkuyorsun. Belinden aşağısı olmayan -bu yüzden sadece elleriyle yürüyen, yıpranmiş uzun saçlan birbirine karışmış- üzerindeki denizci okul üniforması kanla kaplanmış ve elindeki kanla kaplanmış paslı orakla birlikte seni kovalayan genç bir kızı görüyorsun.
Teke Teke ya da diğer adlarıyla "Shaka Shaka, Pata Pata, Kata Kata, Koto Koto, Hijikake Baba" çıkardığı sesler teke keçisine benzediği için bu adı almıştır. Hikayenin bazı versiyonlarında erkek olsa da genellikle kadın olarak kabul edilir. Alt vücudu olmadığından, koşmak için kollarını kullanır. Yeteri kadar korkunç bir görüntü... Genelde şehirlerin boş ve karanlık sokaklarında ya da otoyollarda yaşadığı söylenir. Kurbanlarını karanlıkta gafil avlar. Bacaklarının olmadığını öğrendikten sonra sakın rahatlamayın. Çünkü buna rağmen hareket halindeki bir arabayı yakalayabilecek kadar hızlıdır. Hikâyenin bazı versiyonlarında elinde bir orakla gezer ve kurbanının bacaklanını çalar.Çoğu şehir efsanesi gibi bunun da nereden geldiği pek bilinmemektedir. Her bölgenin kendine ait bir versiyonu vardır. Bazı hikayelerde Teke Teke, trajik bir kazanın kurbanı olmuştur; bazılarında ise intihar etmiştir. Bazı versiyonlarında büyüler ya da bazı tılsımlar sizi koruyabilirken bazılarında ölümden başka seçeneğiniz yoktur. Bazı versiyonlarında, Teke Teke'nin kurbanları yeni Teke Teke oluyor ve insanları avlamaya başlıyor.
Versiyonlarda birçok ortak yön vardır ama en yaygın olanlar Hokkaido'dan Kashima Reiko adlı bir kadına işaret eder. ikinci Dünya Savaşı'ndan sonraki yıllarda Hokkaidô Muroran'da bir ofis çalışanı, bir Amerikan askeri tarafindan canice işkencelere ve tecavüze maruz kaldı. O gece, bir köprüden tren raylarına atladı ve bir tren hızla ona çarptı. Darbe o kadar güçlüydü ki vücudu ortadan ikiye böldü. Hokkaido gecelerinin soğuğu o kadar şiddetliydi ki kan damarlarını büzdü ve kanamayı hızlı bir şekilde durdurdu. Ölmek yerine acıyla uzun süre yardım için kıvrandı. Bir tren istasyonuna kadar sürünerek gitti ve bir görevli tarafından fark edildi. Görevli ona yardım etmeye çalışmak yerine üstüne bir örtü örtüp onu yavaş ve acılı bir ölümün eline bıraktı.
Efsaneye göre bu hikayeyi duyduktan üç gün sonra, alt yarısı olmayan bir kadının hayaletini göreceksin. Bu, trenin çarptiği kadının öfkeli hayaletidir. Hayalet seni yakalamaya çalışacak, kaçman imkansız. Çünkü düşündüğünğüzden çok daha hızlı. Bazıları, hayaletin ikiye bölündüğünde kaybolan bacaklarını aradığını söylūyor. Bazıları ise ölürken ona yardım etmediği için insanlığa kızgın olduğunu ve elinden geldiğince çok insanı katletmeye çalışarak acısını tattırıp intikam almaya çalıştığını söylüyor.
Bu yazıyı okuduktan ya da bu efsaneyi duyduktan ksa bir süre sonra rüyanda ya da gizemli bir telefon aramasında
onun sesini duyabilirsin. Sana kendi bilmecesini soracaktır. Seni ölümden kurtaracak tek yol, doğru cevabı
vermektir. "Bacaklarına ihtiyacın var mı?" diye sorduğunda "Tam şu an onlara ihtiyacım var." demelisin. Umutsuz bir sesle yeniden sizi kandırmaya çalışıp bir soru daha soracaktır,"Sana hikâyemi kim anlattı?". "Kashima Reiko. Gizlenmek için Ka, Ölüm için shi, iblis için ma hayalet için rei kaza için ko." Bilmecelerine hatasız cevap verirsen, belki yaşamana izin verir.
