Kirli bir dünyada yaşıyoruz.
Hayır, hayır.
Kirletilmiş bir dünyada yaşıyoruz. Yaşadığımız dünyayı kirletiyoruz. Cennetten kovulan ademin evlatları olarak aynı şeyleri tekrarlamaktan vazgeçmiyoruz. Af diliyoruz belki de, affedilmek için hiç bir şey yapmadan.
Sokakta gördüğümüz kötülüğe karşı sessizliği seçiyoruz. Hareket etmekten, düşünmekten korkuyoruz. İnsana, hayvana, ağaca, doğaya karşı yapılan zulme ses çıkartmıyoruz. O kötülüğü de yine biz yapıyoruz.
Belki de düşünüyoruz, ne yapabiliriz ?
Sesimi çıkartsam ne olacak ki ?
Başıma bela almış olurum.
Tek başıma ne yapabilirim ki ?
Gücüm yetmez benim onlara...
Boş veriyoruz.
Görmezden geliyoruz.
Benim derdim değil diyoruz.
Ama biliyor musun, o anda senin derdin olmayan acı, yarın yaşadığın olunca başkalarının da derdi olmayacak.
Ayağının altındaki zemin kanla kaplandığında, alıştığın rutin hayatın bir insanın bencil emellerinden dolayı elinden kayıp gittiğinde, sevdiklerini korumak için çok güçsüz olduğunu fark ettiğinde, kirletildiğinde..
Etrafına baktığın zaman gördüğün herkes;
Sesimi çıkartsam ne olacak ki ? dediği zaman mı anlayacaksın o vakit ses çıkartman gerektiğini ?
Başıma bela almış olurum. Dediği zaman mı anlayacaksın korkunun illüzyonunu,
Tek başıma ne yapabilirim ki ? Dendiği zaman mı tek başına değilsin diye haykırmak gelecek içinden ?
Gücünüzün yeteceğini anlamanız için yaşamış olmanız mı gerekecek ?
Çocuk gibiyiz, öğrenmemiz ve anlamamız için yaşamamız gerekiyor.
Çok geç olacağını bile bile, yapmamız gereken şeylerin farkında olmamıza rağmen görmezden gelip yaşamaya devam ediyoruz.
Kim olmak istiyoruz, biz gerçekten ne yapmak istiyoruz ?
Bakmaktan korkuyoruz, öğretilmiş korkuyu yaşamaktan gerçek benliğimizi bulamıyoruz. Biz kendimizden başka neyden korkuyoruz, neden korkuyoruz ?
Karanlıkta açan çiçeklerin güzelliğini biliyorum.
Ve yine biliyorum ki, içten içe bir şey yapmak isteyenlerin içerisinde karanlıkta açan çiçekler var.
Unutmayın ki; Ağaç tek başına orman olamaz. Tek çiçek açan siz değilsiniz.
Karanlığın içine itilişinizin üzerinden asırlar geçti. Kadim çağlardan beri uyuyan, açmayı bekleyen tohumlar var içinizde.
Çıkın kabuğunuzdan, dışarıda güzel bir dünya var.
Hayır, hayır.
Kirletilmiş bir dünyada yaşıyoruz. Yaşadığımız dünyayı kirletiyoruz. Cennetten kovulan ademin evlatları olarak aynı şeyleri tekrarlamaktan vazgeçmiyoruz. Af diliyoruz belki de, affedilmek için hiç bir şey yapmadan.
Sokakta gördüğümüz kötülüğe karşı sessizliği seçiyoruz. Hareket etmekten, düşünmekten korkuyoruz. İnsana, hayvana, ağaca, doğaya karşı yapılan zulme ses çıkartmıyoruz. O kötülüğü de yine biz yapıyoruz.
Belki de düşünüyoruz, ne yapabiliriz ?
Sesimi çıkartsam ne olacak ki ?
Başıma bela almış olurum.
Tek başıma ne yapabilirim ki ?
Gücüm yetmez benim onlara...
Boş veriyoruz.
Görmezden geliyoruz.
Benim derdim değil diyoruz.
Ama biliyor musun, o anda senin derdin olmayan acı, yarın yaşadığın olunca başkalarının da derdi olmayacak.
Ayağının altındaki zemin kanla kaplandığında, alıştığın rutin hayatın bir insanın bencil emellerinden dolayı elinden kayıp gittiğinde, sevdiklerini korumak için çok güçsüz olduğunu fark ettiğinde, kirletildiğinde..
Etrafına baktığın zaman gördüğün herkes;
Sesimi çıkartsam ne olacak ki ? dediği zaman mı anlayacaksın o vakit ses çıkartman gerektiğini ?
Başıma bela almış olurum. Dediği zaman mı anlayacaksın korkunun illüzyonunu,
Tek başıma ne yapabilirim ki ? Dendiği zaman mı tek başına değilsin diye haykırmak gelecek içinden ?
Gücünüzün yeteceğini anlamanız için yaşamış olmanız mı gerekecek ?
Çocuk gibiyiz, öğrenmemiz ve anlamamız için yaşamamız gerekiyor.
Çok geç olacağını bile bile, yapmamız gereken şeylerin farkında olmamıza rağmen görmezden gelip yaşamaya devam ediyoruz.
Kim olmak istiyoruz, biz gerçekten ne yapmak istiyoruz ?
Bakmaktan korkuyoruz, öğretilmiş korkuyu yaşamaktan gerçek benliğimizi bulamıyoruz. Biz kendimizden başka neyden korkuyoruz, neden korkuyoruz ?
Karanlıkta açan çiçeklerin güzelliğini biliyorum.
Ve yine biliyorum ki, içten içe bir şey yapmak isteyenlerin içerisinde karanlıkta açan çiçekler var.
Unutmayın ki; Ağaç tek başına orman olamaz. Tek çiçek açan siz değilsiniz.
Karanlığın içine itilişinizin üzerinden asırlar geçti. Kadim çağlardan beri uyuyan, açmayı bekleyen tohumlar var içinizde.
Çıkın kabuğunuzdan, dışarıda güzel bir dünya var.
VON
Son düzenleme: