Hepimiz o tanıdık "affet ve unut" ifadesini duymuşuzdur.. affetme kısmı oldukça açık - suçlu olanı affediyoruz ve hafızamızda tutulamayacak kadar küçük pek çok minik suç olsa da, bize derinden yara veren ve haksızlığa uğradığımız şeyleri muhtemelen asla unutmuyoruz.
Gerçekten affetmek, kelimenin tam anlamıyla unutmakla ilgili değil. Bir borcu bağışlamak gibi, bir suçu da onu sıfırlayarak "unuturuz". Haksızlığa uğradığımıza dair anılarımız bozulmuyor ama artık içimizde bir yük olarak diğer kişinin yaptığı şeyi taşımıyoruz ve karşılık vermeye çalışmıyoruz.
Sayfayı temizlemek, sanki sadece haksızlığa uğradığımız için değil, aynı zamanda affedecek kadar cömert olduğumuz için ahlaki olarak üstünmüşüz gibi, kişiyi artık tek taraflı bir konumda görmememiz anlamına gelir. Gerçek bağışlamada küçümseme yoktur.
Bu şekilde affetmek zor olabilir fakat, affetmek öğrenilebilir bir beceridir. Söylediğim gibi affetmek unutmak ve kötü davranışları hoş görmekle ilgili değildir, hatta affetmek affedilen kişiyle de ilgili değil, affeden kişiyle ilgilidir; kendimiz. Daha iyi düşünme becerisi, daha az sosyal acı ve yüklerimizden kurtulmak için yaptığımız bir eylemdir affetmek. Geçmişte bize karşı kötü bir şeyler yapmış birine dair öldürdüğümüz duygular, sadece öfke, nefret gibi duygular olmaz. Aynı zamanda geçmişe dair umutlarımızı da boğarız, çünkü ona karşı umut da besleriz. Belki pişman olacağına dair bir umuttur, belki de bazı şeyleri bozduğu gibi düzelteceğine dair.. umutlarımız da ölmeli ki gerçekten özgür kalabilelim.
Umut tatlı bir zehirdir.
"Umutları öldürmek.." bunu özellikle benden duymak şok edici olabilir fakat geçmişe dair bu şekilde beslenen umut geleceği görmemizi zorlaştırabilir. Frederic Luskin affetmek için "içsel bir temizlik gibidir" diyor. Yani biz tekrardan nefes alabilmek için batıyor ve tekrardan umut edebilmek için umudumuzu boğuyoruz. Bunu bazı duyguları tekrardan yaşayabilmek için diğerlerini feda etmek ya da çimleri budamak olarak görebilirsiniz. Ve bu gerçek gücün kendisidir. Belki elinizde affedemediğiniz insana dair kozlar var ve isterseniz onun hayatını mahvedebilirsiniz.. belki intikamınızı almak basit bir şeydir fakat inanın intikam almak içinizdeki lavın soğuması gibi olur, içinizden atamadığınız kocaman bir taş hayatınız boyunca orada kalacaktır.
Affetmek öğrenilebilir demiştim, fakat önce bunu kendinizin istemesi gerekiyor.
-Sizi rahatsız eden şey konusunda net olmalısınız. Affetmek istediğiniz insanın suçu ne? Size ne yaptı, sizden ne aldı?
-Denklemin diğer tarafına bakın. Bize yanlış yapan birine karşı kırgınlık yükünden kurtulmaya hazır olduğumuzda, kendimizi diğer kişide görerek başlayabiliriz. Bu, onları kolayca incitebileceğimizi ve muhtemelen benzer şeyleri kendimizin de yapabileceğimizi kabul etmek anlamına gelir. Örneğin uykusuz kaldığınız bir günde nasıl da huysuz olduğunuzu hatırlatın, kendinizin farkına vararak arkadaşınızın, dostunuzun ya da sevgilinizin huysuzluğunun veya sinirinin daha anlaşılabilir olduğunu fark edeceksiniz.
-Affetmek insanlığın bir parçası, daha önce kendi yaptığınız ani çıkışları hatırlayın.. ya da bir arkadaşınızı kırdınız fakat o sizi affetmeyi seçti, affetmek ve bağışlanmak hayatın bir parçası olarak ele alınmalı.
Ne zaman affedilir?
Affetmek kişisel bir olaydır,
Bazı olaylar ve sonuçları affedilmez görünebilir. Birisinden fiziksel bir saldırı almak, taciz edilmek, ihanete uğramak.. gibi durumlar affetmemizi zorlaştırabilir. Aklımıza geldiği zaman bile midemizi bulandıran insanlar vardır belki de, o insanları affetmeyi bırakın düşünmek bile acı verici olabilir. Unutmayın ki affetmeyi seçmemizin sebebi o insan değil, kendimiziz. O insan kadar bizde bıraktığı izler de mide bulandırıcı olmalıdır ve biz o izleri kalıcı olarak ruhumuzdan atmalıyız. O insan yeteri kadar hayatımızdaydı, artık onu gerçekten geçmişe gömmemiz ve yolumuza devam etmemiz gerekiyor.. fakat affetmek ne kadar bize iyi gelirse gelsin, emir sonrası olmaz. Yani birine mutlaka affetmesi gerektiğini söyleyemem, söyleyemeyiz. Bu kişisel bir seçimdir,
Şu anda affedemiyor olabilirsiniz, bu sorun değil. Kendinize zaman zaman sorun, affetmeye hazır mıyım? Değilseniz değilsinizdir. İnanın bazı durumların ne kadar zor olabileceğini çok iyi biliyorum. Affetmenin imkansız olduğu durumlarda adaleti aramanız en doğal hakkınız olacaktır. Adalet nedir? İntikam mı? Ah, intikam affetmenin bir alternatifi olarak sayılmaz.. dolayısıyla intikam, adalet de değildir. Affetmeye ve kendinize karşı bir direnç gösteriyorsanız zorlamayın,
affetmeye hazır mıyım?
hayır.
affetmeye hazır mıyım?
henüz değil.
affetmeye hazır mıyım?
daha değil..
Belki günler böyle devam eder fakat bir gün daha siz fark etmeden hazır hale gelmiş ve soruya farklı bir cevap vermiş olacaksınız.
Gerçekten affetmek, kelimenin tam anlamıyla unutmakla ilgili değil. Bir borcu bağışlamak gibi, bir suçu da onu sıfırlayarak "unuturuz". Haksızlığa uğradığımıza dair anılarımız bozulmuyor ama artık içimizde bir yük olarak diğer kişinin yaptığı şeyi taşımıyoruz ve karşılık vermeye çalışmıyoruz.
Sayfayı temizlemek, sanki sadece haksızlığa uğradığımız için değil, aynı zamanda affedecek kadar cömert olduğumuz için ahlaki olarak üstünmüşüz gibi, kişiyi artık tek taraflı bir konumda görmememiz anlamına gelir. Gerçek bağışlamada küçümseme yoktur.
Bu şekilde affetmek zor olabilir fakat, affetmek öğrenilebilir bir beceridir. Söylediğim gibi affetmek unutmak ve kötü davranışları hoş görmekle ilgili değildir, hatta affetmek affedilen kişiyle de ilgili değil, affeden kişiyle ilgilidir; kendimiz. Daha iyi düşünme becerisi, daha az sosyal acı ve yüklerimizden kurtulmak için yaptığımız bir eylemdir affetmek. Geçmişte bize karşı kötü bir şeyler yapmış birine dair öldürdüğümüz duygular, sadece öfke, nefret gibi duygular olmaz. Aynı zamanda geçmişe dair umutlarımızı da boğarız, çünkü ona karşı umut da besleriz. Belki pişman olacağına dair bir umuttur, belki de bazı şeyleri bozduğu gibi düzelteceğine dair.. umutlarımız da ölmeli ki gerçekten özgür kalabilelim.
Umut tatlı bir zehirdir.
"Umutları öldürmek.." bunu özellikle benden duymak şok edici olabilir fakat geçmişe dair bu şekilde beslenen umut geleceği görmemizi zorlaştırabilir. Frederic Luskin affetmek için "içsel bir temizlik gibidir" diyor. Yani biz tekrardan nefes alabilmek için batıyor ve tekrardan umut edebilmek için umudumuzu boğuyoruz. Bunu bazı duyguları tekrardan yaşayabilmek için diğerlerini feda etmek ya da çimleri budamak olarak görebilirsiniz. Ve bu gerçek gücün kendisidir. Belki elinizde affedemediğiniz insana dair kozlar var ve isterseniz onun hayatını mahvedebilirsiniz.. belki intikamınızı almak basit bir şeydir fakat inanın intikam almak içinizdeki lavın soğuması gibi olur, içinizden atamadığınız kocaman bir taş hayatınız boyunca orada kalacaktır.
Affetmek öğrenilebilir demiştim, fakat önce bunu kendinizin istemesi gerekiyor.
-Sizi rahatsız eden şey konusunda net olmalısınız. Affetmek istediğiniz insanın suçu ne? Size ne yaptı, sizden ne aldı?
-Denklemin diğer tarafına bakın. Bize yanlış yapan birine karşı kırgınlık yükünden kurtulmaya hazır olduğumuzda, kendimizi diğer kişide görerek başlayabiliriz. Bu, onları kolayca incitebileceğimizi ve muhtemelen benzer şeyleri kendimizin de yapabileceğimizi kabul etmek anlamına gelir. Örneğin uykusuz kaldığınız bir günde nasıl da huysuz olduğunuzu hatırlatın, kendinizin farkına vararak arkadaşınızın, dostunuzun ya da sevgilinizin huysuzluğunun veya sinirinin daha anlaşılabilir olduğunu fark edeceksiniz.
-Affetmek insanlığın bir parçası, daha önce kendi yaptığınız ani çıkışları hatırlayın.. ya da bir arkadaşınızı kırdınız fakat o sizi affetmeyi seçti, affetmek ve bağışlanmak hayatın bir parçası olarak ele alınmalı.
Ne zaman affedilir?
Affetmek kişisel bir olaydır,
Bazı olaylar ve sonuçları affedilmez görünebilir. Birisinden fiziksel bir saldırı almak, taciz edilmek, ihanete uğramak.. gibi durumlar affetmemizi zorlaştırabilir. Aklımıza geldiği zaman bile midemizi bulandıran insanlar vardır belki de, o insanları affetmeyi bırakın düşünmek bile acı verici olabilir. Unutmayın ki affetmeyi seçmemizin sebebi o insan değil, kendimiziz. O insan kadar bizde bıraktığı izler de mide bulandırıcı olmalıdır ve biz o izleri kalıcı olarak ruhumuzdan atmalıyız. O insan yeteri kadar hayatımızdaydı, artık onu gerçekten geçmişe gömmemiz ve yolumuza devam etmemiz gerekiyor.. fakat affetmek ne kadar bize iyi gelirse gelsin, emir sonrası olmaz. Yani birine mutlaka affetmesi gerektiğini söyleyemem, söyleyemeyiz. Bu kişisel bir seçimdir,
Şu anda affedemiyor olabilirsiniz, bu sorun değil. Kendinize zaman zaman sorun, affetmeye hazır mıyım? Değilseniz değilsinizdir. İnanın bazı durumların ne kadar zor olabileceğini çok iyi biliyorum. Affetmenin imkansız olduğu durumlarda adaleti aramanız en doğal hakkınız olacaktır. Adalet nedir? İntikam mı? Ah, intikam affetmenin bir alternatifi olarak sayılmaz.. dolayısıyla intikam, adalet de değildir. Affetmeye ve kendinize karşı bir direnç gösteriyorsanız zorlamayın,
affetmeye hazır mıyım?
hayır.
affetmeye hazır mıyım?
henüz değil.
affetmeye hazır mıyım?
daha değil..
Belki günler böyle devam eder fakat bir gün daha siz fark etmeden hazır hale gelmiş ve soruya farklı bir cevap vermiş olacaksınız.