Güvercin Rüyası

38978862d14c80daca5e23c3c1ff93ad.jpg

Siz hiç yalnızlığınızı güvercinlerle paylaştınız mı? Paylaştıkça artan üç şey vardır. Yalnızlık, sevgi ve nefret. Sevgi ve nefret yalnızlığa göre daha maskesizdir. Arttığını da azaldığını da bilirsiniz,
hissedersiniz. Ancak yalnızlık tam bir hipokrattır. Paylaştıkça azaldığı yanılgısına düşersiniz sonra birden hiç de azalmamış olduğunu fark etmeye tıpta depresyon, şiirde hüzün, halk arasında “neyin var” denir.

Ben yalnızlığıma çok şey ortak ettim. Kahveyi ortak ettim mesela, üşüyen ellerimi ısıtsın diye. Tanrı’yı ortak ettim benden daha yalnız biri olduğuyla avunmak için. Güvercinleri ortak ettim.
Sessizce uzaktan… Pencere pervazındaki güvercinleri… Onlar bilmiyorlardı. Nasıl bir ortaklığa girdiklerini bilmeden yiyorlardı buğday tanelerini. Pencere pervazındaki dört güvercin… Birine sevgi, birine nefret, birine yalnızlık, birine de ben dedim. Onlar bilmiyordu. Ama ben mutlu oluyordum varlıklarıyla. Soğuk loş odama davet ederdim onları. İçeri girsinler diye bir miktar yem koyardım pencerenin iç pervazına.

Dedim ya yalnızlık ikiyüzlüdür diye. Güvercinleri de kandırdı yalnızlığım.Yüz gram buğdayla…

Nedir yalnızlık diye sordum kendime. Cevabı bulmadan, düşündüğüm tek şey ölümdü. Belki de cevap ölümdü. Bilmiyorum. Ölümü düşündüm. Ölümü düşünmediğim günlerde hiç yaşamadım ben.Yaşamadığım günleri özlüyorum. Bu bir itiraf yazısı. Bir şair değilim, bir filozof da… Ben bir itirafçıyım. Bir insan olarak…İnsanlığın itirafçısı...

Shakespeare okumuş her insan kendi oyununun baş rolünü öldürmeyi en az bir kez düşünmüştür. Düşünmemişse Shakespeare’i anlamamış demektir. O her şeyin ötesinde bir ölüm yazarıydı.
Yarattıklarını öldüren kusursuz bir tanrı.

Cinayeti Tanrı’dan daha iyi kim bilebilir ki? Siz kaç cinayet işlediniz? Kaç kalp kırıklığının lekesi var ruhunuzda?
Yanlış sorularla doğru felsefe yapılmaz. Önce insanlığınızı keşfetmeniz gerekir. Ölümlülüğünüzü. Öleceğiz. Ve bunu durmadan unutuyoruz. Belki daha iyi bir dünya için hatırlanası tek şeydir ölüm.
Belki, üç bin yıllık cevap “ölüm”dür.
Felsefe yıllarca gerçeği aradı. Oysa onlara gerçeği aratanın ne olduğuna bakmalıydılar ilk. Ancak hayali bir dünya
bizi gerçek arayışına sürüklerdi. Absürt, cevapsız. Bir rüyanın tek gerçeği bitecek olmasıdır. Bu dünyadaki gerçekliğin tek cevabı bitecek olacağıdır. Bu cevaptan sonra elimizde bir soru kalır. “Bu kimin hayali?”. Belki tüm bunlar bir güvercinin rüyasıdır.

eef566c070396bc0f98e87257808ed12.jpg
 
Üst