Her Zaman Gerekenden Daha Azını Söyleyin

3kp

Üye
Az Ve İstikrarlı Olun


İnsanları sözlerinizle etkilemeye çalıştığınızda ne kadar çok şey söylerseniz o kadar sıradan görünürsünüz ve o ölçüde az kontrol sahibi olursunuz. Sıradan bir şey bile söylüyor olsanız eğer onu belirsiz, açık uçlu ve gizemli hale getirirseniz o kadar orijinal görünecektir. Güçlü insanlar az şey söyleyerek etkiler ve korkuturlar. Ne kadar çok şey söylerseniz aptalca bir şey söyleme olasılığınız o denli büyük olur.

"İstiridyeler dolunayda tam olarak açılırlar; yengeç açık olduğunu görünce istiridyenin içine bir taş ya da yosun atar, böylece istiridye bir daha kapanamaz ve yengecin yemi otur. Bu, ağzını çok fazla açıp kendisini dinleyicinin insafına bırakan kişinin kaderidir."

Leonardo da Vinci, 1452-1519


Güç birçok açıdan görüntü oyunudur; gerekenden azını söylediğinizde kaçınılmaz bir şekilde olduğunuzdan daha büyük ve güçlü görünürsünüz. Sessizliğiniz diğer insanları rahatsız eder. İnsanlar yorum ve açıklama makineleridir; ne düşündüğünüzü bilmek zorundadırlar. Ne açıkladığınızı dikkatli bir biçimde kontrol ettiğinizde niyetinizi ya da sözlerinizin anlamını kavrayamazlar. Kısa yanıtlarınız ve sessizliğiniz onları savunmaya geçirir ve söze girip sessizliği kendileri ve zayıflıklarıyla ilgili her türlü bilgiyle doldurmaya çalışırlar.
Sizinle yaptıkları görüşmeden soyulmuş gibi hissederek ayrılırlar ve eve gidip her sözünüz üzerinde kafa yorarlar. Kısa yorumlarınıza verilen bu fazladan dikkat yalnızca gücünüze güç katacaktır.

Gerekenden daha az şey söylemek yalnızca krallar ve devlet adamları için geçerli değildir. Hayatın çoğu alanında ne kadar az şey söylerseniz o kadar derin ve esrarengiz görünürsünüz.
Genç bir adamken sanatçı Andy Warhol, insanların yapmalarını istediğiniz şeyi yapmalarını yalnızca onlarla konuşarak sağlamanın genellikle olanaksız olduğunu açıklamıştır. Size karşı gelirler, arzularınızı yok etmeye çalışırlar sırf terslik olsun diye size itaatsizlik ederler.

Bir keresinde bir arkadaşına, "Aslında insanın sustuğu zaman daha güçlü olduğunu öğrendim," demiştir. Warhol daha sonraki hayatında bu stratejiyi büyük başarıyla uygulamıştır. Görüşmeleri çok anlamlı konuşmalar üzerindeki egzersizlerdi. Belirsiz ve üstü örtülü bir şey söyler, görüşmeci ise genellikle anlamsız olan sözlerinin altında derin anlamlar olduğunu düşünerek ne dediğini anlamak için uğraşır dururdu. Warhol işi hakkında ender olarak konuşurdu; yorumu başkalarına bırakırdı. Bu tekniği gizem ustası Marcel Duchamp'dan öğrendiğini iddia etmektedir. Duchamp işi hakkında ne kadar az şey söylerse insanların bu konuda o kadar çok konuştuğunu farkeden bir başka yirminci yüzyıl sanatçısıdır. Ve insanlar onun hakkında konuştukça çalışmaları o denli değer kazanmaktadır.
Gerekli olandan daha az şey söyleyerek anlam ve güç görüntüsü yaratırsınız. Ayrıca ne kadar az şey söylerseniz aptalca, hatta tehlikeli bir şey söyleme riskiniz o kadar azalır.

1825'te yeni Çar 1. Nicholas Rusya'da tahta çıktı. Ülkenin modernleşmesini, sanayinin ve sivil yapıların Avrupa'yı yakalamasını talep eden liberallerin başlattığı bir ayaklanma çıktı hemen. Bu ayaklanmayı zalimce bastıran 1. Nicholas liderlerinden birini, Kondraty Ryleyev'i ölüme mahkum etti. Ryleyev idam edileceği gün boynunda iple sehpada dikiliyordu. Alttaki kapak açıldı ama Ryleyev asılırken ip koptu ve Ryleyev yere çakıldı. O zamanlar bu tür olaylar tanrısal bir istek olarak görülür ve idamdan bu şekilde kurtulan insanlar genellikle bağışlanırdı. Ryleyev yara bere ve kir pas içinde ama kellesinin kurtulduğundan emin olarak ayağa kalkıp, "Görüyorsunuz ya, Rusya'da hiçbir şeyi doğru dürüst yapmayı bilmiyorlar , bir ip yapmayı bile!" dedi.

Bir görevli asılmanın başarısızlıkla sonuçlandığı haberiyle Kış Sarayı'na ulaştı hemen. Bu haberle canı sıkılan Nicholas yine de af belgesini imzalamaya başladı. Ama sonra, "Ryleyev bu mucizeden sonra bir şey söyledi mi?" diye sordu haberciye. "Elbette," diye yanıt verdi haberci. "Rusya'da bir ipi yapmayı bile beceremediklerini söyledi. "Bu durumda," dedi çar. "Aksini kanıtlayalım." Ve af belgesini yırttı. Ertesi gün Ryleyev tekrar asıldı. Bu kez ip kopmadı. Alınması gereken ders: Sözcükler bir kez ağzınızdan çıktı mı geri alamazsınız. Onları kontrol edin. Alaycılık konusuna özellikle dikkat edin: Zehirli sözlerinizden aldığınız bir anlık zevk ödediğiniz bedel karşısında önemsiz kalacaktır.

Sessiz kalmanın akıllıca olmadığı durumlar da vardır. Sessizlik şüphe, hatta güvensizlik uyandırabilir, özellikle üstlerinizde, belirsiz veya imalı bir ifade istemediğiniz yorumları doğurabilir. O halde, sessizlik ve gerekenden azını söylemek dikkatle ve doğru ortamlarda uygulanmalıdır. Aptalı oynayan, ama kraldan akıllı olduğunu bilen saray soytarısını taklit etmek ara sıra akıllıcadır. Konuşur, konuşur ve eğlendirir; kimse de onun bir aptaldan başka bir şey olabileceğinden şüphelenmez.

Ayrıca sözcükler yapmaya çalıştığınız aldatmaca için iyi bir sis perdesi oluşturabilir. Konuşmayla dinleyicinizin dikkatini çekerken onları büyüleyebilirsiniz; aslında ne kadar çok konuşursanız o kadar az şüphelenirler sizden. Gereksiz şekilde çok konuşanlar, kurnaz ve manevracı olarak değil, çaresiz ve eğitimsiz olarak görülürler. Bu, güçlünün uyguladığı sessizlik politikasının tersidir:
Daha fazla konuşarak hedefinizden daha az zeki ve zayıf görünmekle aldatmacayı daha büyük bir kolaylıkla gerçekleştirebilirsiniz.

"Bir uyruğun saygısız sözleri çoğu kez kötü işlerin anısından daha derinlere kök salar... Son Essex Kontu, Kraliçe Elizabeth'e şartların vücudu kadar berbat olduğunu söylemişti bir keresinde; ayaklanması değil, ama bu sözleri kellesine mâl oldu."


Sir Walter Raleigh, 1554-1618

Kaynaklar : Robert Greene-iktidar
 
Son düzenleme:
Üst