Kehanet “Kâhinlik Nedir ?

  • Konbuyu başlatan Üye silindi 93
  • Başlangıç tarihi
Ü

Üye silindi 93

Ziyaretçi
Ziyaretçi
Kâhinlik (kehanet)

Çok eski uygarlıklardan beri var olan bir uzmanlık alanı olup, kısaca, meydana gelecek olayları birtakım yöntemlerle önceden bilmeye çalışma olarak tanımlanır. Eski uygarlıklar içinde kâhinlik çalışmalarına önem vermemiş bir uygarlık hemen hemen yok gibidir.

Geleceği görmek, yaşanacakları hissetmek gibi sezgisel olaylar, sıra dışı kabul edilip ciddiye alınmasa bile cazip bulunur. Bu konuya en ilgisiz insanlar bile geleceğe dair ipuçları duyduğunda heyecanlanıp, ilgi gösterirler. Geleceği görmenin ve hissetmenin türlü ifade şekilleri vardır. Çeşitli fal bakma yöntemleri ile basit gelecek tahminleri yapılır. Gündelik eğlence dozunda gerçekleşen kehanetler dışında, uzun vadeli ve tüm dünyayı ilgilendiren kehanetler yapan ünlü medyumlar ile kahinler mevcuttur dünyada.

Son yüzyılda, modern materyalist bilimin kehaneti reddetmesiyle, eski ilgiyi kaybeden kehanet olgusu, son elli yılın fizik ve astronomi bilimi gelişmeleriyle; farklı bir yerlere doğru ilerlemeye başlamıştır. Özellikle atom altı çalışmaları ve zaman üzerinde öne sürülen teoriler ile geleceğin görülebilmesi daha kabul edilebilir olmuştur şimdilerde. Bu konuda; özellikle elektronun gözlemlenmesi ve paralel evrenler teorileri, kehaneti bazı ölçüler içinde destekler durumdadır ilginç bir şekilde… Yine de kehanetle bilimin buluşması için daha çok fazla yolumuz olduğu kesin.

Elektronun ve parçacıkların bizim tarafımızdan gözlemlendiğinde ya da gözlemlenmediğinde farklı davranıyormuş gibi tespit edilmesi; aslında zaman algımızın kapasitesi sonucu ortaya çıkan bir tespittir. Gözlemleme yapıldığında zaman boyutu da işin içine girdiğinden bizim için farklı tespitler yaratır ve kuantum fiziğinin anlaşılmaz olmasına neden olur. Kuantum fiziğini anlaşılmaz yapan; tanımlamaların bizim zaman algımızın boyutları içinde kalmaya mahkûm olması sebebiyledir.

Yani biz kuantum deneylerini tanımlamak için indirgediğimizden, (kendi algısal boyutumuzun içinde tanımlamaya çalıştığımızdan) içinden çıkılmaz teorilere dönüştürürüz.

Algı kapasitemiz, sınırlı bir şekilde sadece geçmişimizi hatırlamamıza ve içinde bulunduğumuz anımızı algılamamıza izin verir. Zaman içinde hareket etme yeteneğimiz ise, sadece andan ileriye doğru vektöreldir. Zamanın içinde genişleme ve ileriye sıçrama yeteneğimizi yitirmiş olmamız nedeniyle; sadece tek bir koridor içinde yürüyebilmeyi ve ona odaklanmayı gerçekleştirebiliyoruz. Bu kapasite tüm insanlık için ortak özellik taşır ve hep birlikte aynı koridor içinde algılarız kendimizi. Düz bir çizgide yürüdüğümüz için göremediğimiz geleceğimiz; her daim merak alanımızdadır.

Genel çoğunluğun dışında kalan bazı insanların, geleceği bilme konusunda farklı şansa sahip olduğu gözlemlenir bazen. Sayıları çok az da olsa gelen zamanı görebilen insanlara, medyum ya da kahin denir. Medyum; gelecek dışında farklı bilinmeyenleri de bilebilen farklı bir görüye sahiptir. Kayıp bir nesneyi, ya da gözlemlemediği, bilinmeyen bir olayı bilebilmek gibi… Kahin ise geleceği görebilendir.

Kahinliğin de boyutları ve dereceleri vardır. Beş dakika sonrayı hissedebilen, birkaç ay ya da yıl sonrayı görebilenler, hatta yüzyıllarca öteyi önceden görüp söyleyenler gibi. Nostradamus ve Cayse bunların içinde en ünlü olanlarıdır. Gelecek zaman için ifade ettikleri kehanetler, yüzde yüz doğru olmasa da ilgi çekmiştir. Örneğin pek çok kahin, herkes için uzak ihtimal gibi görülen Amerika’da siyahî bir başkan seçilmesi olayını görmüştür.

Kehanet özünde bir egoya dayanır. İnsan kendisinin gelecekte “iyi” olup olmayacağının peşindedir. Kişisel olarak kendisini rahatlatmak isteyen insanlar, değişik yöntemler kullanan falcılara gidip, arzu ve tutkularının gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bilmek isterler. Kendi bireysel geleceğinin hakkında iyi sözler duyabilmek için seçtiği bu yol, çoğunlukla para tuzağı eğlenceler olmaktan öte geçemez. Oysa insanın kendi egosundan, her türlü arzu ve tutkusundan uzak, diğerkamlık duygularıyla uygulanan yöntemler, diğerlerinden çok farklıdır ve bilimsel olarak da incelenmelidir. Kehanet eğer ciddiye alınacaksa, sonu gelmez anlamsız fal yöntemlerinden arınmalıdır.

Peki, bir kahin neyi görür?
Gelecek yaşanmamıştır, dolayısıyla bilinmesine olanak yoktur diye düşünürsek eğer, kahinlerin görüp bize söylediği olaylar nereden çıkmıştır öyleyse? Bunu cevaplayabilmek için önce zamanın ne olduğu tanımına bakmak gereklidir. Zamanın tanımına bakarken, kendi özgür irademizin gücünü de hesaba katmak zorundayız bir taraftan.

Özgür iradeye sahipsek eğer, geleceğin oluşmasında her birimizin katkısı olması da kaçınılmaz bir gerçektir.

Her birimiz özgür iradeye sahibiz ve sınırlı da olsa kendi seçimimizi yapabiliriz. Yaşam şans, kaza ya da tesadüf değildir, değişmez doğa yasalarının kontrolü altındadır. Varlığın her yönü doğa yasalarından kaynaklanır. Bir seçim yaptığımızda yasa işlemeye başlar. Her şey neden ve sonuçtan, ekmek ve biçmekten ibarettir, aksi takdirde dünya kargaşa içinde olurdu. Nereye bakarsak bakalım, doğa yasalarının işleyişinde sonsuz zekaya ait, sonsuz planın kanıtlarını görürüz. Mevsimlerin sırayla gelişinde, gezegenlerin hareketinde ve sonsuz sayıdaki canlı türünün yaşamasında, büyümesinde kanıtları görebiliriz.
Kendi geleceğimizi oluşturma kapasitemiz olduğu gibi, tüm insanlık algısının ve total bilincin adına da oluşturma ve değiştirme potansiyelimiz olduğunun farkındalığına ulaşmak ise, varmak zorunda olduğumuz nihai bir sonuçtur. Bu farkındalık, günlük yaşamın içinde sessiz sakin bir köşede durur ve çoğunlukla görmezden geliriz. Bütün adına değiştirme ve yaratma potansiyelini kullanabilmek; belli bir erk gerektirir. Uzanıp almamız ve kullanmamız için bir güce ihtiyacımız vardır. Bu erk bir potansiyel olarak tüm bireylerde mevcut olsa da aktif hale gelmesi için günlük egolardan, algılardan, zevk ve hazlardan özgürleşmiş olmayı gerektirir.
Günlük hayatın kuşatılmışlığında gerçek özgürlüğümüzden uzakta yaşarken, geleceği hissedebilme yeteneğimizin farkında olmamız imkansızdır. Ancak kuşatılmışlıklardan arınan kusursuz bilinç, gelen zamanı görebilir. Bu kusursuz bilinç, kehanetin başladığı noktadır ve görme eylemini başlatır.

Çok eski bir uygarlığın, Tolteklerin zaman tanımına baktığımızda ilginç bir ifadeyle karşılaşırız:

Zamanın Çarkı
Toltek Şamanları zamanı açıklarken; zamanın sonsuz uzunluk ve genişlikte, içinde düşünce olukları bulanan bir tünel gibi olduğunu söylüyorlardı. Her oluk sonsuzdu ve bu olukların sayısı da sonsuzdu. Canlı varlıklar, yaşam gücü tarafından tek bir oluğun içine bakmaya zorlanıyorlardı. Tek bir oluğun içine bakmak; onun tarafından kapana kısılmak ve o oluğu yaşamak anlamına gelmekteydi. Kişiler esaslı bir disiplin sonucu kararlı dikkatini zamanın çarkına odaklayabilir ve böylece onun dönmesini sağlayabilir. Zamanın çarkını döndürmeyi başarabilen kişiler, herhangi bir oluğun içine bakıp, ondan diledikleri şeyi çekip çıkarabilirler. O oluklardan yalnızca birini içine bakmaya zorlayan büyüleyici güçten bağımsız olmak, kişilerin her iki yöne de bakabilmesi anlamına gelir: onlardan uzaklaşan ya da onlara doğru ilerleyen zamana.

Zaman sonsuz şimdidir, geçmiş ya da gelecek yoktur. Geçmişimizi ya da geleceğimizi tayin eden zamanla ilişkimizdir. Geleceği görme dediğimiz şey, fizik dünyanın sınırlarından çıkıp, geleceği gördüğümüz andaki duru görü veya uyum yeteneğidir.

Bu yolla harekete geçirdiğimiz sebebin sonucunu, yani özgür iradenizin neyi yarattığını görürüz. Ancak bu zamanı değil zamanla olan ilişkimizi etkiler. Bu yüzden özgür irademiz her zaman sonsuz şimdide devreye girer.
Bir kahinin gördüğü kehanetler de; sonsuz olasılıklar içinden kendi odaklanmasının sonucu bilincine indirgeyip bize aynaladığı Vizyon ve Görme’lerdir.



Antik Yunan’da kâhinlik
-

Kâhinlik uygulamaları içinde en bilinenleri, antik Yunan’daki ve okült bilgilerinin büyük kısmını Etrüskler’den ve bir kısmını da eski Yunanlardan almış Romalılar’daki uygulamalardır. Antik Yunan’da kâhinlik çalışmaları özellikle Apollon tapınaklarının bulunduğu orakl merkezlerinde yoğunluk kazanmıştı. Eski Yunanca’da kehanet anlamına gelen mantika doğal ve yapay olarak ikiye ayrılırdı: Oneirokritai (haberci rüyaların yorumu), manteuma veya orakl (transa dayalı hikmetli sözler ve bunlardan anlam çıkarma), egkoimesis (istihare) ve nekromansi (bedensiz varlıklardan bilgi alma) doğal mantika içinde yer alırdı. Yapay mantika ise fallardan oluşurdu.


Roma uygarlığında kâhinlik
-

Romalılar birçok alanda olduğu gibi, kâhinlik çalışmalarını da Etrüsk kültürüne borçludurlar. Eski Roma kâhinliğindeki üç önemli terim signa (çeşitli yollarla gelen ilâhî mesajlar) , omina (içerdiği ilâhî mesajı anlamak için anlam çıkarılan insan sözü) ve prodigia’dır (kendilerinden anlam çıkarılan olağanüstü doğa olayları). Signa’lar ex caelo (gök işaretleri), signa oblativa (kendiliğinden gelen işaretler) ve signa impetrativa (dinleme yoluyla anlaşılabilen işaretler) olmak üzere üç gruba ayrılırdı. Eski Roma kâhinlerine göre, bir insana veya bir topluma ilâhî bir mesaj verilmek istendiğinde bu mesaj herhangi bir insana da herhangi bir zamanda söylettirilebilirdi (omina). Önemli olan bu sözleri anlayabilmek, iyi yorumlayabilmek, yani mesajı almasını bilmekti. Prodigialar’dan cansız doğadakilere portentum ve ostentum, canlı doğadakilere de monstrum derlerdi. Etrüskler’de en tanınmış kâhinlik türlerinden ikisi gözlemlenen kuş uçuşları ve yıldırımların analitik yorumuydu.


Türk-İslam kültüründe kâhinlik
-
Şamanist inisiyasyondan geçmiş veya sufilik terbiyesiyle büyümüş eski kâhinler, kendilerine bir sorunla ilgili olarak, danışmak üzere gelenlere bildikleri bir şey varsa konuşur, bilmedikleri veya sakıncalı gördükleri konularda asla konuşmazlardı; ayrıca verdikleri bilgi için en ufak bir maddi veya manevi karşılığı kesinlikle kabul etmezlerdi. Halk arasında ermiş,evliya gibi çeşitli adlarla zikredilen bu zatlar, 21.yy.’a doğru yerlerini yavaş yavaş bu işi bir geçim kaynağı olarak gören, ehil olmayanlara terk etmişlerdir.

Kâhinlik Yöntemleri


Kâhinlik yöntemleri şöyle sınıflandırılır:

1-Psişik yöntemler:
  • İstihare yoluyla alınan mesajlar ve yorumlanması​
  • Haberci rüya yoluyla alınan mesajların yorumlanması​
  • Sezgi yoluyla alınan mesajlar ve yorumlanması​
  • Vizyon yoluyla alınan mesajlar ve yorumlanması​
2-Maddi yöntemler (divination)

Gözlemler:​
  • Astrolojik gözlemler ve verilerin değerlendirilme ve yorumları​
  • Nümerolojik gözlemler ve verilerin değerlendirilme ve yorumları​
  • Olayların (omen) gözlemi ve gözlemlerden sentez ve muhakeme yoluyla sonuçlar çıkarılması​

  • Fallar​
  • Nostradamus, Mother Shipton (Shipton ana) ve Edgar Cayce Batı’nın en ünlü kâhinleri arasında sayılırlar.​

  • Not: Makalede kullanılan görseller kahin ressam İngo Swann’a aittir…Başlık görselimiz hariç. (görseller sorundan dolayı kaldırılmıştır.)
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst