Oedipus Kompleksi

3kp

Üye

Freud ve Oedipus Mitinin Psikanalizi



Psikanalizin kurucularından kabul edilen Sigmund Freud, 1856 yılında doğmuş ve 1939 yılında vefat etmiştir. Oedipus kompleksi, Freud’ün araştırmalarında ciddi bir yere sahiptir.

Kısaca bu kompleks, küçük erkek çocuklarında bilinçsiz bir şekilde babalarını düşman ve rakip olarak görerek onlardan kurtulma ve anneleri ile yakınlaşma arzusu olarak açıklanabilir.

Freud, bu kompleksin, bireyin ergenlik çağına ulaşması ile bilinçli cinsel yaklaşımlar edinmesi sonucunda ortadan kalktığını söylüyor.

Freud’ün Oedipus kompleksinde bu mitten yararlandığını gösteren birçok kaynak bulunmaktadır. İlk olarak; 15 Ekim 1897’de doktor Wilhelm Fliess‘e yolladığı bir mektupta kendi oto-psikanaliz deneyiminden bahseder.

Çıkardığı sonuç ise bu kompleksin istisnasız her çocukta bulunduğunu ve ergenlikle beraber çözülmediği takdirde mental bir bozukluk ile sonuçlanacağını açıklar.

İkinci olarak, 1917’de kaleme aldığı Psikanalize Giriş adlı kitabında Oedipus mitinden faydalanarak teorisini kanıtlıyor: eğer M.Ö. 5. yüzyılda da bu konu ele alınıyorsa demektir ki bu insanın doğasında vardır ve herkes için geçerlidir. Teorisini kanıtlamak amacıyla spesifik olarak Sofokles’in Oedipus hikayesinden yararlanıyor, böylece mitin genel halinden daha detaylı bir versiyonunu ele alarak teorisini güçlendirebilmesi mümkün.

Freud, Oedipus’un olay örgüsü boyunca kral Laios’un katilini aramak için yaşadığı tüm deneyimleri aslında kişiliğini aramak için geçen süreç olarak yorumluyor. Aynı zamanda Sfenks’in bilmecesini çözerken kendisi varoluşunun da bilmecesini çözmektedir.

Sofokles’in eseri olay örgüsünü kronolojik olarak ilerlese de olayların çözümü ve temeline ilerleyiş tersten gerçekleşmektedir.
Bu ters kronoloji psikanalizdeki geçmişe dönerek sorunların çözümünü bulma tedavisine temel niteliğindedir; bir nevi mental arkeoloji olarak tanımlanabilir.

Freud’ün Teorisine Karşı Farklı Yaklaşımlar

Psikanalist Didier Anzieu



Psikanalist Didier Anzieu, 1966 tarihli, Mitlerin Kompleks ve Yorum Öncesinde Oedipus adlı araştırmasında antik yunan mitlerinin genelleştirilmiş bir psikanalitik incelemesini yapıyor.

Anzieu’e göre mitlerin genelinde ensest, babasını öldürmek gibi suçlar mevcuttur ve Oedipus’a özgü değildir. Buna örnek olarak Hêsíodos’un Teogonia / Tanrıların Doğuşu ‘nda da geçen Uranos ve Kronos’un hikayesine değinir: İlk olarak Uronos’un yaratıcısı Gaia / Doğa Ana ile birlikte olması ensest örneğidir.


Ardından Kronos’un babası Uranos’u kovmasından bahseder. Fakat, burada söz konusu olan bir Oedipus üçgeni değildir çünkü bu mitte Gaya, bir kadın figürü değil onların yaratıcısıdır.

Ayrıca, Oedipus’un hikayesine birebir uyması için Kronos’un babası Uronos’u öldürüp yerini alması gerekmektedir fakat bu söz konusu değildir. Kronos, babasını gökyüzüne kovalar ki kardeşleri yeryüzüne çıkabilsin..


Kompleks Olmadan Oedipus : Mite Halkın Gözünden Bakmak

Tarihçi Jean-Pierre Vernant, Anzieu’nün makalelerinden yola çıkarak konuya bir tarihçi ve antik çağ uzmanı olarak yaklaşıp, konuyu Freud’ün teorisinden ayrı bir şekilde incelemeyi hedefler.

Bu süreçte iki ana kritik belirler:

1- Gerçeği mitteki gibi ele almak. Yani, Oedipus’un ne babasını öldürürken ne de annesiyle evlenirken hiçbir içgüdüsel sebebi yoktu, onların kim olduğunu dahi bilmiyordu.

2- Freud methodunu, Oedipus miti ile M.Ö. V. yüzyılın politik ideolojisi kapsamında incelemek. Laios’u dört yolda öldürmesi veya Jocasta ile evlenmesi Freud’ün savunduğu gibi bilinçaltının bir ürünü değil çünkü hiçbiri Oedipus için ebeveyn figürleri değildi, o halde Vernant için bu noktada bilgisizlik/ cehalet temelde bulunuyor.

Vernant’ın yaklaşımı iki bilimin zıtlığında buluşuyor; çünkü Vernant için önemli olan bir diğer nokta ise Sofokles’in M.Ö. V. yüzyıla ait eseri ve bu eser dahi konunun ilk kez ele alındığı kaynak değil, öte yandan Freud ise Viyana’da 19. yüzyılın sonu – 20. yüzyılın başlarında yaşadı. Dolayısıyla bu dönem ve kültür farkı Freud için sorun oluşturmasa da bir tarihçi olan Vernant için önemli bir değişken.

Vernant’a göre bu konu dönemin sosyal, tarihi, kültürel, politik hatta dini boyutları ile incelenmeli ve modern çağ Avrupa’sının burjuva bakış açısı ile incelenemez.

M.Ö. V. yüzyılda tragedya sadece bir sanat biçimi değil aynı zamanda sosyal bir olguydu. Piyesleri izlemeye halkla beraber kentin dini ve politik görevlileri de katılıyordu. Demokratik antik Atina kentinde tragedyalar politik tartışmalar için kullanılıyordu; kentin değerlerini ve ideolojisini sarsabilecek olayları inceleyip, halka çözümlerin sunulduğu bir etkinlikti.

Sofokles’in eseri ise tiranlık üzerine bir eleştiri sunuyor. Oedipus; otoriter, gücünü paylaşmayan, hırslı ve hatta şiddetli bir karakter. Farkında olmadan bile olsa bu özellikleri anne ve babasının ölümüne sebep oluyor.

İşte bu noktada, antik Yunan kültürünün dokunulmaz değerlerini çiğniyor. Ensest, cinayet gibi suçlar toplumda demokrasinin ve medeniyetin gücünü sarstığından ve hatta Platon’un da Devlet‘te bahsettiği gibi insanı medeni varlığından uzaklaştırıp bir vahşiye dönüştürdüğünden dolayı çok büyük cezaları hak eder.

Oedipus’un da başına geldiği gibi cezası; sürülmek ve demokratik bir kentten, güvenli ve birliktelik içindeki bir yaşam tarzından uzaklaştırılmaktır.

Antik Yunan’da Suçlar ve Cezalar


Son olarak bu kavramların dönemin antik kentlerinde yarattığı etki ve sonucunda alınan önlemleri anlamak amacıyla bazı spesifik dini ve ”hukuki” yaptırımlar incelenmelidir.

  • Pharmakos Dini Ritüeli

Her sene, kentte bir vatandaş suçları, kirlenmiş değerleri sebebiyle seçilir ve kentten sürülür. Bu şekilde, topluluk arınmaya ulaşır ve kötülüklerden temizlenir.

  • Sürgün

Demokrasi için tehlike oluşturan kişiler 10 yıl boyunca kentten sürülür. Bu kişiler genelde kent içinde popüler hale gelen, gereğinden fazla güç elde ederek demokrasinin eşitlik ilkesini tehdit eden şahıslardır. Diktatörlüğe methiye düzen ortamlar demokrasiye sahip çıkmak açısından engellenmelidir.

Sonuç olarak, bir mit ele alınış biçimine, içinde bulunduğu bakış açısına bağlı olarak birçok bağlamda incelenebilir. Oedipus’da da olduğu gibi güncel ve çağdaş analizler için mitler kaynak görevi görebilir. Freud’ün teorisi günümüz psikanalizinde hala büyük bir yere sahiptir. Freud, Oedipus Kompleksi mitini yaratmıştır.

Kaynakça:
Gülüşan Göçen, Psikoloji Mitoloji ve Din, Kaknüs Yayınları, 2018. Sigmund Freud, Psikanaliz Üzerine, Cem Yayınevi, 2019 basımı. Sofokles ( Çeviri Güngör Dilmen), Eski Yunan Tragedyaları 3-Kral Oedipus, Tarihlisanat.com. Mitos Boyut Yayınları, 2017. Platon, Devlet, Antik Kitap, 2005.
 
Üst