3kp
Üye
Sanat Felsefesi?
Asıl konusu güzellik olan sanat felsefesi sanatı pek çok yönden ele alarak, daha güzeli ve estetik hazzı amaçlayan sanatın ne olduğunu anlatmaya çalışan felsefenin alt dalıdır. Sanat felsefesi konusu gereği, sanatın ne olduğu, nasıl ortaya çıkarıldığı ya da ortak estetik yargılarının olup olmadığı soruları üzerine temellendirilir.
Sanat Eserinin Farkı Nedir?
Sanat eseri diğer nesneler gibi birbirinin bire bir aynısı ya da benzeri değil, tamamen tek ve biriciktir. Örneğin sınıflarda kullanılan sıra ve masalar ya da market raflarındaki ambalajlı pek çok ürün birebir aynı özelliklere sahip iken bir sanat eserinin aynısı bulmak mümkün değildir. Günlük yaşamda kullanılan bir çok ürün fayda sağlamak ya da yaşamımızı kolaylaştırmak için üretilmiş olmasına karşın, sanat eseri sadece estetik haz uyandırmak amacıyla ortaya konmuştur. Bir kalem, sıra , masa, tabak kişisel duygulardan esinlenerek üretilmez. Oysa sanat eserinde duygular yansıtılır. Bu yönüyle sanat eserinin manevi hazzı ya da manevi değeri çok fazladır. Sanat eserinden duyulan haz ise özneldir. Herkes aynı duyguları hissetmez. Sübjektif olarak nitelendirilen öznelliğe göre bir kişi pop müzik dinlemekten keyif alabilirken başka bir kişinin klasik müziği sevmesiyle örneklendirilebilir. Aynı zamanda sanat eseri, evrenseldir. Tüm insanlığa NANİ?! edilmiş olup, alımlayıcıya yönelik olarak ortaya konmuş bir üründür.
Estetik ve Sanat Felsefesi Farkı
Sanatı ele alırken sıkça karşımıza çıkan estetik kavramını sanat ya da sanat felsefesi ile karıştırmamalıyız. Çünkü sanat felsefesi sadece sanatçı tarafından üretilmiş olan sanatı ya da genel anlamda sanat eserini incelerken, estetik aynı zamanda sanata ilham kaynağı olan doğayı ve varlığı da içine dahil eder. Bu nedenle estetik sanat felsefesine kıyasla daha kapsamlıdır.
FELSEFE AÇISINDAN SANAT
Felsefe sanatı ele alırken 3 farklı şekilde ele alır. Bazı filozoflara göre sanat doğanın yansıması yani taklididir. Bazı filozoflar ise sanatın oyun olduğunu, bazı filozoflar ise sanatın yaratma olduğunu ile sürmüşlerdir.
Taklit Olarak Sanat
Platon ve Aristoteles asıl temsilcileridir. Platon güzellik ideasından da yola çıkarak aslında sanat eserinde doğada bulunan nesnelerin yansımasından bahseder. Aristoteles’e göre ise, doğada var olan ahenk ve düzenlilik sanat eserine ilham kaynağı olmaktadır. Sanatçı sanat eserini ortaya koyarken aynı zamanda doğayı taklit etmektedir.
Oyun Olarak Sanat
En önemli temsilcisi Schiller’dir. Schiller’e göre insan ancak oyun oynarken tam insandır. Çünkü sanat eserini ortaya koyarken de tıpkı oyunlardaki gibi zaman ve mekan algısından bağımsız kalır. Tam olarak özgür olur. Günlük yaşamdaki sınırlılıklardan ve kurallardan sıyrılabilir.
Yaratma Olarak Sanat
Yaratma olarak sanatı savunan Croce’ye göre, sanat eserini diğer nesnelerden ayıran en önemli özellik kişisel duygulara ve yaratıcılığa yer vermesidir. Sanat eserinin asıl önemi yaratıcı bir yetenekle oluşturulmuş olmasıdır. Sanatçı yaratıcı yönü ve hayal gücünü kullanarak yeni bakış açıları ve estetik haz uyandırabilir.
Ortak Estetik Yargıların Olup Olmadığı
Sanat eserine baktığımızda bize sunduğu estetik haz ya da güzellik algısından bahsederiz.
Fakat bu güzellik algısını sanatçı için mi yoksa alılmayıcı için mi güzel buluruz?
Sanatçının eserini alılmayıcı beğenmediğinde eserin değeri azalır mı?
Öznelci görüşe göre, sanat eserinin asıl değerini alımlayıcı belirler. Sanatçı her ne kadar derin içerik sunsa da alılmayıcı da bir etki uyandırmıyorsa sanat eseri bir anlam ifade etmez. Bu görüşü savunanlar ortak estetik yargıların olmadığını savunur.
Nesnelci görüşe göre ise, sanat eserini ortaya koyan sanatçı güzelliğin bilincindedir. Bu nedenle eser güzelliği kendisinde bulundurur. Yani ortak estetik yargıları vardır.
Güzellik Problemi
Güzelliğin ne olduğu sorusuna filozoflardan çok farklı yanıtlar gelmiştir.
Hegel güzelliği mutlak ruh olarak tanımlarken Platon (Eflatun) İdeal güzellikten bahseder. Aristoteles ise bu dünyada bulunan ahenk, düzen ve ölçülülüğün güzellik olduğunu vurgular.
Sanat ve sanat eserine felsefenin yaklaşımı bu şekildedir. Öznel olması ve kesin yargılar içermemesi noktasında sanat ve felsefe birbirine benzer. Fakat sanat eserinde her zaman en güzele ulaşmak hedeflenirken felsefede asıl hedef en doğru bilgiye ulaşmaktadır
Alıntıdır
Kaynakça:Asıl konusu güzellik olan sanat felsefesi sanatı pek çok yönden ele alarak, daha güzeli ve estetik hazzı amaçlayan sanatın ne olduğunu anlatmaya çalışan felsefenin alt dalıdır. Sanat felsefesi konusu gereği, sanatın ne olduğu, nasıl ortaya çıkarıldığı ya da ortak estetik yargılarının olup olmadığı soruları üzerine temellendirilir.
Sanat Eserinin Farkı Nedir?
Sanat eseri diğer nesneler gibi birbirinin bire bir aynısı ya da benzeri değil, tamamen tek ve biriciktir. Örneğin sınıflarda kullanılan sıra ve masalar ya da market raflarındaki ambalajlı pek çok ürün birebir aynı özelliklere sahip iken bir sanat eserinin aynısı bulmak mümkün değildir. Günlük yaşamda kullanılan bir çok ürün fayda sağlamak ya da yaşamımızı kolaylaştırmak için üretilmiş olmasına karşın, sanat eseri sadece estetik haz uyandırmak amacıyla ortaya konmuştur. Bir kalem, sıra , masa, tabak kişisel duygulardan esinlenerek üretilmez. Oysa sanat eserinde duygular yansıtılır. Bu yönüyle sanat eserinin manevi hazzı ya da manevi değeri çok fazladır. Sanat eserinden duyulan haz ise özneldir. Herkes aynı duyguları hissetmez. Sübjektif olarak nitelendirilen öznelliğe göre bir kişi pop müzik dinlemekten keyif alabilirken başka bir kişinin klasik müziği sevmesiyle örneklendirilebilir. Aynı zamanda sanat eseri, evrenseldir. Tüm insanlığa NANİ?! edilmiş olup, alımlayıcıya yönelik olarak ortaya konmuş bir üründür.
Estetik ve Sanat Felsefesi Farkı
Sanatı ele alırken sıkça karşımıza çıkan estetik kavramını sanat ya da sanat felsefesi ile karıştırmamalıyız. Çünkü sanat felsefesi sadece sanatçı tarafından üretilmiş olan sanatı ya da genel anlamda sanat eserini incelerken, estetik aynı zamanda sanata ilham kaynağı olan doğayı ve varlığı da içine dahil eder. Bu nedenle estetik sanat felsefesine kıyasla daha kapsamlıdır.
FELSEFE AÇISINDAN SANAT
Felsefe sanatı ele alırken 3 farklı şekilde ele alır. Bazı filozoflara göre sanat doğanın yansıması yani taklididir. Bazı filozoflar ise sanatın oyun olduğunu, bazı filozoflar ise sanatın yaratma olduğunu ile sürmüşlerdir.
Taklit Olarak Sanat
Platon ve Aristoteles asıl temsilcileridir. Platon güzellik ideasından da yola çıkarak aslında sanat eserinde doğada bulunan nesnelerin yansımasından bahseder. Aristoteles’e göre ise, doğada var olan ahenk ve düzenlilik sanat eserine ilham kaynağı olmaktadır. Sanatçı sanat eserini ortaya koyarken aynı zamanda doğayı taklit etmektedir.
Oyun Olarak Sanat
En önemli temsilcisi Schiller’dir. Schiller’e göre insan ancak oyun oynarken tam insandır. Çünkü sanat eserini ortaya koyarken de tıpkı oyunlardaki gibi zaman ve mekan algısından bağımsız kalır. Tam olarak özgür olur. Günlük yaşamdaki sınırlılıklardan ve kurallardan sıyrılabilir.
Yaratma Olarak Sanat
Yaratma olarak sanatı savunan Croce’ye göre, sanat eserini diğer nesnelerden ayıran en önemli özellik kişisel duygulara ve yaratıcılığa yer vermesidir. Sanat eserinin asıl önemi yaratıcı bir yetenekle oluşturulmuş olmasıdır. Sanatçı yaratıcı yönü ve hayal gücünü kullanarak yeni bakış açıları ve estetik haz uyandırabilir.
Ortak Estetik Yargıların Olup Olmadığı
Sanat eserine baktığımızda bize sunduğu estetik haz ya da güzellik algısından bahsederiz.
Fakat bu güzellik algısını sanatçı için mi yoksa alılmayıcı için mi güzel buluruz?
Sanatçının eserini alılmayıcı beğenmediğinde eserin değeri azalır mı?
Öznelci görüşe göre, sanat eserinin asıl değerini alımlayıcı belirler. Sanatçı her ne kadar derin içerik sunsa da alılmayıcı da bir etki uyandırmıyorsa sanat eseri bir anlam ifade etmez. Bu görüşü savunanlar ortak estetik yargıların olmadığını savunur.
Nesnelci görüşe göre ise, sanat eserini ortaya koyan sanatçı güzelliğin bilincindedir. Bu nedenle eser güzelliği kendisinde bulundurur. Yani ortak estetik yargıları vardır.
Güzellik Problemi
Güzelliğin ne olduğu sorusuna filozoflardan çok farklı yanıtlar gelmiştir.
Hegel güzelliği mutlak ruh olarak tanımlarken Platon (Eflatun) İdeal güzellikten bahseder. Aristoteles ise bu dünyada bulunan ahenk, düzen ve ölçülülüğün güzellik olduğunu vurgular.
Sanat ve sanat eserine felsefenin yaklaşımı bu şekildedir. Öznel olması ve kesin yargılar içermemesi noktasında sanat ve felsefe birbirine benzer. Fakat sanat eserinde her zaman en güzele ulaşmak hedeflenirken felsefede asıl hedef en doğru bilgiye ulaşmaktadır
Alıntıdır
PALME YAYINLARI FELSEFE YGS KİTABI