Herkese merhaba. Bu yazımda sizlere seri katil filmleri önerisinde bulunacağım. Film izlemeye bayılıyorum. Bilim kurgu ve fantastik filmler daha çok ilgimi çeksede şu sıralar sürekli gerilim izliyorum. İzlediklerimi sizinle paylaşmak istedim. Eminim siz de çok seveksiniz :) Eklemek istedikleriniz olursa yorum yapın, listemde yerlerini alırlar :)
Copycat (Yönetmen: Jon Amiel, 1995)
Taklit etmenin, en samimi yalakalık olduğu söylenir. Bu da seri katil Peter Folley’in (William McNamara) düşünme yapısı olsa gerek. Foley, bir dizi cinayet işleyerek suç tarihine geçmek isteyen bir seri katildir. Ancak kendinden önceki seri katillerden Jeffrey Dahmer ve Ted Bundy’nin yöntemlerini kullanarak onlara selam çakmayı da ihmal etmeyen hastalıklı bir insandır.
Copycat filmini bu kadar özgün kılan şey, filmdeki seri katilin gerçek hayattaki seri katillerin yöntemlerini uygulamasıdır. Bu bağlamda bu filmin Amerikan seri katil tarihine yönelik bir belgesel havası olduğu da pekala söylenebilir. Filmin ana karakteri katil Foley ünlü olmak ve insanlar tarafından tanınmak için cinayet işlemektedir.
Filmde gerçek seri katillerin de görüntülerinin yer alması bu filmi daha da ürkütücü hale getiriyor. Filmin tekinsiz müziği ise insanın tüylerini tam anlamıyla diken diken edecek düzeyde.
Copycat filminin hak ettiği kadar ilgi görmemesi oldukça bahtsız bir durum. Keza filmin başrol oyuncusu William McNamara’nın da kariyerinde atılım gösterememiş olması, bu filmdeki şahane performansıyla büyük bir tezat gösteriyor.
Taking Lives (D.J. Caruso, 2004)
Herkes başka birinin hayatını yaşamanın nasıl bir şey olduğunu merak eder. Bu durumun karanlık yanı ise başka birinin kişiliğini çalmak ve kimliği çalınan kişiyi öldürmektir. Taking Lives filminde de buna benzer bir konu işleniyor. Ana karakter, kendisine fiziksel olarak benzeyen birini öldürüyor ve onun yerine geçerek yeni bir hayat sürüyor.
Cruising (William Friedkin, 1980)
Cinayet her zaman eşcinsellik gibi tartışmalı bir konu olmuştur. Pek çok kişi özellikle dinsel nedenlerle eşcinsellere karşı sert tavır almıştır. Yönetmen Willian Friedkin de bu filmde cinayet ve eşcinsellik temalarını aynı potada birleştiriyor.
Natural Born Killers (Oliver Stone, 1994)
Oliver Stone, 1980-1990 yıllarındaki filmlerinde hep tartışmalı konulara yer verdi. Natural Born Killer ise bu filmlerin şüphesiz başında geliyor. Senaryosu Quentin Tarantino tarafından yazılan bu film, Oliver Stone tarafından revize edildi. Ancak yine de filmeki çarpıcı sahnelerin Tarantino elinden çıktığı çok beli oluyor. Tarantino’nun şiddeti ve Stone’un toplu eleştirisi nedeniyle bu film hazmetmesi pek kolay bir film denebilir.
Favorim kesinlikle Copycat oldu. Bu filmi izlemediyseniz ilk sırada yer almasını tavsiye ederim :) İlginizi çekerse daha fazla film yazıları gelecektir. İlgililere iyi seyirler :)
Copycat (Yönetmen: Jon Amiel, 1995)
Taklit etmenin, en samimi yalakalık olduğu söylenir. Bu da seri katil Peter Folley’in (William McNamara) düşünme yapısı olsa gerek. Foley, bir dizi cinayet işleyerek suç tarihine geçmek isteyen bir seri katildir. Ancak kendinden önceki seri katillerden Jeffrey Dahmer ve Ted Bundy’nin yöntemlerini kullanarak onlara selam çakmayı da ihmal etmeyen hastalıklı bir insandır.
Copycat filmini bu kadar özgün kılan şey, filmdeki seri katilin gerçek hayattaki seri katillerin yöntemlerini uygulamasıdır. Bu bağlamda bu filmin Amerikan seri katil tarihine yönelik bir belgesel havası olduğu da pekala söylenebilir. Filmin ana karakteri katil Foley ünlü olmak ve insanlar tarafından tanınmak için cinayet işlemektedir.
Filmde gerçek seri katillerin de görüntülerinin yer alması bu filmi daha da ürkütücü hale getiriyor. Filmin tekinsiz müziği ise insanın tüylerini tam anlamıyla diken diken edecek düzeyde.
Copycat filminin hak ettiği kadar ilgi görmemesi oldukça bahtsız bir durum. Keza filmin başrol oyuncusu William McNamara’nın da kariyerinde atılım gösterememiş olması, bu filmdeki şahane performansıyla büyük bir tezat gösteriyor.
Taking Lives (D.J. Caruso, 2004)
Herkes başka birinin hayatını yaşamanın nasıl bir şey olduğunu merak eder. Bu durumun karanlık yanı ise başka birinin kişiliğini çalmak ve kimliği çalınan kişiyi öldürmektir. Taking Lives filminde de buna benzer bir konu işleniyor. Ana karakter, kendisine fiziksel olarak benzeyen birini öldürüyor ve onun yerine geçerek yeni bir hayat sürüyor.
Cruising (William Friedkin, 1980)
Cinayet her zaman eşcinsellik gibi tartışmalı bir konu olmuştur. Pek çok kişi özellikle dinsel nedenlerle eşcinsellere karşı sert tavır almıştır. Yönetmen Willian Friedkin de bu filmde cinayet ve eşcinsellik temalarını aynı potada birleştiriyor.
Natural Born Killers (Oliver Stone, 1994)
Oliver Stone, 1980-1990 yıllarındaki filmlerinde hep tartışmalı konulara yer verdi. Natural Born Killer ise bu filmlerin şüphesiz başında geliyor. Senaryosu Quentin Tarantino tarafından yazılan bu film, Oliver Stone tarafından revize edildi. Ancak yine de filmeki çarpıcı sahnelerin Tarantino elinden çıktığı çok beli oluyor. Tarantino’nun şiddeti ve Stone’un toplu eleştirisi nedeniyle bu film hazmetmesi pek kolay bir film denebilir.
Favorim kesinlikle Copycat oldu. Bu filmi izlemediyseniz ilk sırada yer almasını tavsiye ederim :) İlginizi çekerse daha fazla film yazıları gelecektir. İlgililere iyi seyirler :)