The Bloody History of British Witches
Malleus Maleficarum
Britanyalı Cadıların Kanlı Tarihi
Bir süre önce Salem cadı mahkemeleriyle ilgili bir makale okuyordum ve bu da cadı mahkemelerinin arkasındaki tarihle; Avrupa boyunca ve en nihayetinde de Amerika’ya yayılmayı başaran cadı çılgınlığına neyin sebep olduğuyla ilgili düşünmemi sağladı. Cadı çılgınlığı Avrupa’da yükseldiğinde, Amerika toplumsal düzlemde sadece bir parıltıydı. Ortaçağ Avrupası bugün bildiğimiz halinden oldukça farklı bir yerdi; azınlık olan seçkinler pek çok kişiyi, Papa da çok az kişiyi yönetiyordu. Eğer diğerlerinden çok farklıysan ya da diğerleriyle aynı şeyleri düşünmüyorsan, sürgün edildiğin ve hatta her türlü şeyle suçlandığın –favorilerden biri farklı, hastalıklı, yaşlı vs… olanları cadılıkla suçlamaktı- zamanlardı.
Ortaçağ Avrupa’sında cadılık; şeytanları, iblisleri ve diğer kötü ruhları çağırmaya olanak sağlaması şeklinde algılanıyordu ve o zamanlar kilisenin cadılık veya büyücülükle suçlananları cezalandırma gücü vardı.
Rahiplerin, kötü ruhlar tarafından ele geçirildiği düşünülen kişilere şeytan çıkartma ayini yapma gücü vardı.
İnsanların cadılığa inandıkları ve insanların başına gelen bütün bahtsızlıkların ve kötü şansın bundan dolayı olduğuna inandıkları bir zamandı. Eğer; ekinler çürürse, bir bebek zamanından önce ölürse ya da besi hayvanları ölürse cadılık sorumlu tutulurdu. Cadılara duyulan korku, cadı çılgınlığına sebep olmuş ve yaşamın her kesimine yayılmıştı.
Cadıların Çekici
Da Vinci’nin Şifresi’nde, Leigh Tebing bu kitabı “tarihteki en kana bulanmış kitap” diye adlandırır. Cadıların Çekici ya da Cadı Avı Kitabı; “Malleus Maleficarum” kitabının diğer isimleridir ve tarih boyunca kanunları yazan insanları etkileyen, insanların bildiği dünyayı değiştiren bir kitaptır.
Malleus Maleficarum 1486 yılında yazılmış ve basılmıştır. Heinrich Kramer’e bu belgeleri yazmasını sağlayan, “Summis desiderantes affectibus” (desiring with supreme arbor) adı verilen Papal Bull, Papa VIII. Innocentius tarafından verilmiştir. Cadılık inancının kendisi, Eski Ahit’e kadar uzanır ve Deuteronomy ve Exodus’ta da bahsedilir.
Malleus Maleficarum
Britanyalı Cadıların Kanlı Tarihi
Bir süre önce Salem cadı mahkemeleriyle ilgili bir makale okuyordum ve bu da cadı mahkemelerinin arkasındaki tarihle; Avrupa boyunca ve en nihayetinde de Amerika’ya yayılmayı başaran cadı çılgınlığına neyin sebep olduğuyla ilgili düşünmemi sağladı. Cadı çılgınlığı Avrupa’da yükseldiğinde, Amerika toplumsal düzlemde sadece bir parıltıydı. Ortaçağ Avrupası bugün bildiğimiz halinden oldukça farklı bir yerdi; azınlık olan seçkinler pek çok kişiyi, Papa da çok az kişiyi yönetiyordu. Eğer diğerlerinden çok farklıysan ya da diğerleriyle aynı şeyleri düşünmüyorsan, sürgün edildiğin ve hatta her türlü şeyle suçlandığın –favorilerden biri farklı, hastalıklı, yaşlı vs… olanları cadılıkla suçlamaktı- zamanlardı.
Ortaçağ Avrupa’sında cadılık; şeytanları, iblisleri ve diğer kötü ruhları çağırmaya olanak sağlaması şeklinde algılanıyordu ve o zamanlar kilisenin cadılık veya büyücülükle suçlananları cezalandırma gücü vardı.
Rahiplerin, kötü ruhlar tarafından ele geçirildiği düşünülen kişilere şeytan çıkartma ayini yapma gücü vardı.
İnsanların cadılığa inandıkları ve insanların başına gelen bütün bahtsızlıkların ve kötü şansın bundan dolayı olduğuna inandıkları bir zamandı. Eğer; ekinler çürürse, bir bebek zamanından önce ölürse ya da besi hayvanları ölürse cadılık sorumlu tutulurdu. Cadılara duyulan korku, cadı çılgınlığına sebep olmuş ve yaşamın her kesimine yayılmıştı.
Cadıların Çekici
Da Vinci’nin Şifresi’nde, Leigh Tebing bu kitabı “tarihteki en kana bulanmış kitap” diye adlandırır. Cadıların Çekici ya da Cadı Avı Kitabı; “Malleus Maleficarum” kitabının diğer isimleridir ve tarih boyunca kanunları yazan insanları etkileyen, insanların bildiği dünyayı değiştiren bir kitaptır.
Malleus Maleficarum 1486 yılında yazılmış ve basılmıştır. Heinrich Kramer’e bu belgeleri yazmasını sağlayan, “Summis desiderantes affectibus” (desiring with supreme arbor) adı verilen Papal Bull, Papa VIII. Innocentius tarafından verilmiştir. Cadılık inancının kendisi, Eski Ahit’e kadar uzanır ve Deuteronomy ve Exodus’ta da bahsedilir.
- Deutoronomy 18:11-12: “Aranızda oğlunu ya da kızını ateşe kurban eden, ne falcı, kahin, tılsımcı, fal bakan, büyü yapan ne de hayaletlere ve ruhlara danışan veya ölüden keramet arayan kimse bulunmasın.”
- Exodus 22:18: “ Büyücülerin yaşamasına izin veremezsiniz.”
Kramer, bu Papal Bull’u cadıları avlamakla ve onları suçlananlar arasından ayırt etmekle ilgili bir kitap yazabilmesi için izin olarak kabul eder. Papal Bull, 400 yıllık cadı avını, cadı mahkemelerini ve histeriyi getirir ancak Papa sonunda fikrini değiştirerek Kilise’nin desteğini geri çeker.
Malleus Maleficarum Kitabı Hakkında
Malleus Maleficarum cadılarla ilgili olan bütün işkencelerin ve infazların kökenidir ve aşağıdaki alıntılar Orta Çağ’da pek çok korkuya ve cadılara duyulan nefrete sebep olmuştur:
1. Bölüm, cadılığın var olduğunun kanıtıdır ve eleştirileri çürütür. Malleus Maleficarum cadılık için üç elementin olması gerektiğini iddia eder. Birincisi, kötü niyetli cadı, ikincisi Şeytan ve üçüncüsü de Tanrı’nın iznidir. Şeytan, Orta Çağ cadı hikayelerinde temel bir rol oynar, özellikle de konu cinselliğe gelince. Yüksek libidolu kadınlar, şeytanla birlikte olup cadılar haline gelirler. “Bütün cadılık kadınların doyumsuz olduğu dünyevi şehvetten gelir” (İncil).
2.Bölüm, cadıların ibadetlerini, güçlerini ve yapabileceklerini ve diğerlerini kendi taraflarına nasıl topladıklarını detaylandırır. Şeytanın insan toplama işinden sorumlu olmadığını, bu işin yoldan çıkardığı ve gücünün derinliklerine işlendiği kadınların görevi olduğunu belirtir. Ayrıca cadıların nasıl büyü yapabildiğini ve cadıları engellemek için neler yapılabileceğini, cadının büyüsünden etkilenenlerin nasıl kurtarılabileceğini açıklar.
3.Bölüm, Malleus Maleficarum’un yasal kısmıdır. Cadıların nasıl bulunabileceğini ve onlar hakkında nasıl soruşturma açılabileceğini tarif eder. Soruşturmayı yapan herhangi bir sulh ceza hakimi için savları sunar. Kramer ve Sprenger; cadıların nasıl bulunacağını, nasıl suçlanacağını ve en sonunda cadının nasıl kendi ölümüne gönderileceğini anlatmak için adım adım bir rehber sunmaktadır. Cadı mahkemelerinin aslında nasıl düzenleneceği hakkında detaylar verir ve aslına bakılırsa doğruyu ortaya çıkarmanın yolu olarak işkenceyi teşvik eder. Derler ki; eğer bir cadı, mahkemesi sırasında ağlamamışsa, bu başlı başına şeytanın yanında yer aldığının bir kanıtıydı ve o şüphesiz bir cadıydı.
Matbaa Makinesi
Cadıları avlamak ve öldürmek hakkında daha eski belgeler de vardır fakat Malleus Maleficarum, Almanya’da birkaç yıl önce matbaa makinesinin icad edilmesiyle birlikte çok popüler hale gelmiş ve çok yaygınlaşmıştır. Matbaa makinesi daha ucuz baskıyı ve kitapların üretimini beraberinde getirmişti. Avrupa’da pek çok mahkemede, cadılar kendi mahkemelerinde yargılanırsa diye kitabın bir kopyası bulunmaktaydı. 1487 ve 1520 yılları arasında toplamda bu kitabın yirmi bireysel baskısı bulunuyordu ve 1574 ve 1669 yılları arasında on altı baskısı daha oldu. Bu başlangıçtaki evraklar sahte olsa ya da daha sonra yürürlükten kalkmış olsa bile kitabın gücünü artırmış ve kitaptaki varlıkları popülerliğine katkıda bulunmuştur. Malleus Maleficarum’un yayınlanmasından üç yıl sonra Papa, kitaptan desteğini çekmiş ve Kilise bütünüyle kitabı kınamış ve sahte olduğunu söylemiştir. Kilise, İspanyol Engizisyonuna kitabın sayfalarındaki herhangi bir şeye inanmamaları gerektiğini söylemiştir. Malleus Maleficarum dehşet verici bir metin olsa da, ona bu gücü veren sadece metinin kendisi değil, alevleri canlandırmaya yardım eden şey; insanların batıl inançları ve Dini Reformasyon’un gerginliğidir.
Roma İmparatoru Charlemagne, önceki yüzyıllardaki pek çok halk inanışından gelen Paganlarla ilişkili olan cadıları yakmayı yasaklamıştır. 15. Yüzyıla gelindiğinde cadı inanışı, Avrupa’da bir kez daha kabul edilebilir bir hale gelmiş ama cezalar toplamda cadı avı dönemindeki bir günlük cezadan bile daha az olmuştur. Ancak Malleus Maleficarum’un gelişiyle işkence ve cezalar daha da fazla acımasız hale gelmiştir ve bugün ne kadar çılgınca görünse de, o zamanki pek çok insan için gerçek ve tehlikeli zamanlardı.
Britanya’da Kanunlar… Cadılık Yasası
1542’de Parlamento, cadılık uygulamalarını ölümle cezalandıran bir yasa geçirdi ve 1542 Cadılık Yasası, 1547’de yürürlükten kaldırıldı; 15 yıl sonra 1562’de revize edilerek tekrar yürürlüğe girdi. 1604’te I. James -okülte ve demonolojiye hayran olan bir adamdı- tahta oturduğunda daha ileri bir yasa geçti. 1562’deki ve 1604’teki iki Cadılık Yasası da otoriteyi Kilise’den alıp sıradan suç mahkemelerine taşımıştı. Suçlamaların en alışıldık kurbanları fakir, yaşlı kadınlar ve cinselliği ön planda olan kadınlardı. Cadı avlama çılgınlığı 16. Yüzyılın sonlarına doğru zirveye ulaştı ve suçlamaların en yüksek olduğu yer İngiltere’nin güneyiydi. 1560 ve 1700 yılları arasında 513 kişi -ki Birleşik Krallık’taki diğer bölgelere göre daha fazlaydı- yargılanan ve suçlanan 513 kişinin yalnızca 112’si gerçekten idam edildi. Cadılık suçu için en son infaz 1685 yılında yapıldı ve son cadı mahkemesi 1717’de Leicester’de yapıldı. İngiltere’deki Cadılık Yasası yüzünden yaklaşık 500 kişinin hayatını kaybettiğine inanılmaktadır.
Cadılık Yasası 1736 yılında tekrar yürürlükten kaldırıldı fakat para cezaları ve hapis cezaları; herhangi türden bir büyücülük, cadılık ya da afsunculuk yapmaktan suçlu bulunanlar için devam ediyordu. Bu doğru yönde bir hareketti çünkü ölüm cezasından uzaklaştı ve bu kanun Avam Kamarası’nın önüne getirildiğinde, dalga konusu bile oldu. 1736 Cadılık Yasası, 224 yıl sonra, 1951’de yürürlükten kaldırıldı. Evet, doğru okudunuz, eğer büyücülük, cadılık ya da afsunculuk yaparken yakalansaydınız, hapse girebilir ya da para cezasına çarptırılabilirdiniz. Sahte Medyum Yasası 1951’de Cadılık Yasası’nın yerini aldı ve 2008’de tekrar yürürlükten kaldırıldı.
1824’te Parlamento, fal bakmayı, astrolojiyi ya da spiritüalizmin herhangi bir formunu suç sayan Avarelik Yasasını geçirdi. Avarelik Yasası’nın bir bölümü bugünlerde İngiltere ve Galler’de hala yürürlüktedir. Modern Avarelik yasası fal bakanları, astrologları ve spiritüalistleri kapsamaz ve şu anda ise Avarelik Yasası; “başıboş ve kanuna uymayan kişileri, dolandırıcıları ve serserileri cezalandırma yasası” gibi uzun bir başlığa sahiptir.
Malleus Maleficarum Kitabı Hakkında
Malleus Maleficarum cadılarla ilgili olan bütün işkencelerin ve infazların kökenidir ve aşağıdaki alıntılar Orta Çağ’da pek çok korkuya ve cadılara duyulan nefrete sebep olmuştur:
1. Bölüm, cadılığın var olduğunun kanıtıdır ve eleştirileri çürütür. Malleus Maleficarum cadılık için üç elementin olması gerektiğini iddia eder. Birincisi, kötü niyetli cadı, ikincisi Şeytan ve üçüncüsü de Tanrı’nın iznidir. Şeytan, Orta Çağ cadı hikayelerinde temel bir rol oynar, özellikle de konu cinselliğe gelince. Yüksek libidolu kadınlar, şeytanla birlikte olup cadılar haline gelirler. “Bütün cadılık kadınların doyumsuz olduğu dünyevi şehvetten gelir” (İncil).
2.Bölüm, cadıların ibadetlerini, güçlerini ve yapabileceklerini ve diğerlerini kendi taraflarına nasıl topladıklarını detaylandırır. Şeytanın insan toplama işinden sorumlu olmadığını, bu işin yoldan çıkardığı ve gücünün derinliklerine işlendiği kadınların görevi olduğunu belirtir. Ayrıca cadıların nasıl büyü yapabildiğini ve cadıları engellemek için neler yapılabileceğini, cadının büyüsünden etkilenenlerin nasıl kurtarılabileceğini açıklar.
3.Bölüm, Malleus Maleficarum’un yasal kısmıdır. Cadıların nasıl bulunabileceğini ve onlar hakkında nasıl soruşturma açılabileceğini tarif eder. Soruşturmayı yapan herhangi bir sulh ceza hakimi için savları sunar. Kramer ve Sprenger; cadıların nasıl bulunacağını, nasıl suçlanacağını ve en sonunda cadının nasıl kendi ölümüne gönderileceğini anlatmak için adım adım bir rehber sunmaktadır. Cadı mahkemelerinin aslında nasıl düzenleneceği hakkında detaylar verir ve aslına bakılırsa doğruyu ortaya çıkarmanın yolu olarak işkenceyi teşvik eder. Derler ki; eğer bir cadı, mahkemesi sırasında ağlamamışsa, bu başlı başına şeytanın yanında yer aldığının bir kanıtıydı ve o şüphesiz bir cadıydı.
Matbaa Makinesi
Cadıları avlamak ve öldürmek hakkında daha eski belgeler de vardır fakat Malleus Maleficarum, Almanya’da birkaç yıl önce matbaa makinesinin icad edilmesiyle birlikte çok popüler hale gelmiş ve çok yaygınlaşmıştır. Matbaa makinesi daha ucuz baskıyı ve kitapların üretimini beraberinde getirmişti. Avrupa’da pek çok mahkemede, cadılar kendi mahkemelerinde yargılanırsa diye kitabın bir kopyası bulunmaktaydı. 1487 ve 1520 yılları arasında toplamda bu kitabın yirmi bireysel baskısı bulunuyordu ve 1574 ve 1669 yılları arasında on altı baskısı daha oldu. Bu başlangıçtaki evraklar sahte olsa ya da daha sonra yürürlükten kalkmış olsa bile kitabın gücünü artırmış ve kitaptaki varlıkları popülerliğine katkıda bulunmuştur. Malleus Maleficarum’un yayınlanmasından üç yıl sonra Papa, kitaptan desteğini çekmiş ve Kilise bütünüyle kitabı kınamış ve sahte olduğunu söylemiştir. Kilise, İspanyol Engizisyonuna kitabın sayfalarındaki herhangi bir şeye inanmamaları gerektiğini söylemiştir. Malleus Maleficarum dehşet verici bir metin olsa da, ona bu gücü veren sadece metinin kendisi değil, alevleri canlandırmaya yardım eden şey; insanların batıl inançları ve Dini Reformasyon’un gerginliğidir.
Roma İmparatoru Charlemagne, önceki yüzyıllardaki pek çok halk inanışından gelen Paganlarla ilişkili olan cadıları yakmayı yasaklamıştır. 15. Yüzyıla gelindiğinde cadı inanışı, Avrupa’da bir kez daha kabul edilebilir bir hale gelmiş ama cezalar toplamda cadı avı dönemindeki bir günlük cezadan bile daha az olmuştur. Ancak Malleus Maleficarum’un gelişiyle işkence ve cezalar daha da fazla acımasız hale gelmiştir ve bugün ne kadar çılgınca görünse de, o zamanki pek çok insan için gerçek ve tehlikeli zamanlardı.
Britanya’da Kanunlar… Cadılık Yasası
1542’de Parlamento, cadılık uygulamalarını ölümle cezalandıran bir yasa geçirdi ve 1542 Cadılık Yasası, 1547’de yürürlükten kaldırıldı; 15 yıl sonra 1562’de revize edilerek tekrar yürürlüğe girdi. 1604’te I. James -okülte ve demonolojiye hayran olan bir adamdı- tahta oturduğunda daha ileri bir yasa geçti. 1562’deki ve 1604’teki iki Cadılık Yasası da otoriteyi Kilise’den alıp sıradan suç mahkemelerine taşımıştı. Suçlamaların en alışıldık kurbanları fakir, yaşlı kadınlar ve cinselliği ön planda olan kadınlardı. Cadı avlama çılgınlığı 16. Yüzyılın sonlarına doğru zirveye ulaştı ve suçlamaların en yüksek olduğu yer İngiltere’nin güneyiydi. 1560 ve 1700 yılları arasında 513 kişi -ki Birleşik Krallık’taki diğer bölgelere göre daha fazlaydı- yargılanan ve suçlanan 513 kişinin yalnızca 112’si gerçekten idam edildi. Cadılık suçu için en son infaz 1685 yılında yapıldı ve son cadı mahkemesi 1717’de Leicester’de yapıldı. İngiltere’deki Cadılık Yasası yüzünden yaklaşık 500 kişinin hayatını kaybettiğine inanılmaktadır.
Cadılık Yasası 1736 yılında tekrar yürürlükten kaldırıldı fakat para cezaları ve hapis cezaları; herhangi türden bir büyücülük, cadılık ya da afsunculuk yapmaktan suçlu bulunanlar için devam ediyordu. Bu doğru yönde bir hareketti çünkü ölüm cezasından uzaklaştı ve bu kanun Avam Kamarası’nın önüne getirildiğinde, dalga konusu bile oldu. 1736 Cadılık Yasası, 224 yıl sonra, 1951’de yürürlükten kaldırıldı. Evet, doğru okudunuz, eğer büyücülük, cadılık ya da afsunculuk yaparken yakalansaydınız, hapse girebilir ya da para cezasına çarptırılabilirdiniz. Sahte Medyum Yasası 1951’de Cadılık Yasası’nın yerini aldı ve 2008’de tekrar yürürlükten kaldırıldı.
1824’te Parlamento, fal bakmayı, astrolojiyi ya da spiritüalizmin herhangi bir formunu suç sayan Avarelik Yasasını geçirdi. Avarelik Yasası’nın bir bölümü bugünlerde İngiltere ve Galler’de hala yürürlüktedir. Modern Avarelik yasası fal bakanları, astrologları ve spiritüalistleri kapsamaz ve şu anda ise Avarelik Yasası; “başıboş ve kanuna uymayan kişileri, dolandırıcıları ve serserileri cezalandırma yasası” gibi uzun bir başlığa sahiptir.
Yazar: Nixie Vale
Çevirmen: Büşra Erturan
Yazının orijinali: https://www.spookyisles.com/2017/05/history-of-british-witches/
Çevirmen: Büşra Erturan
Yazının orijinali: https://www.spookyisles.com/2017/05/history-of-british-witches/