Sembolizm'de Yılan
Eski halkların mistik ve kozmik bu saygınlık ilkesi; bilgelik ve ölümsüzlük sembolü haline gelirken, sürüngenlerin en çok tapılanı da olarak, taşlara, heykellere, tapınak sütunlarına, tahtalara oyulmuştur. Hermes'in Kadüse adlı çift yılanlı asasına dolanmış tıbbın sembolü, şifa ile zehrin zıt güçleri ve yeniden dirilişin betimlenişi olarak görülür. Zaman ve kader çarkını anlatır.
Merkür kadüsesindeki simetrik iki yılan, kutupsal güçlerin dengesinin göstergesidir. Budist ezoterik ve tantrik öğretilerinde,bedende iki akım halinde dolaşan Kundalini enerjisi, bu düalite temsili de olabilecek sembolle simgelenir.
Sembol diğer yandan, evrensel ve kutsal kundalini enerjisinin ve modern zamanlarda DNA sarmalının izdüşümü sayılmıştır.
Spiral bir galaksi olan Samanyolu'nda bizden ayrı, ancak eskilerin bildiği galaktik bir ırk ve uygarlığın varlığına inanılır ve onların da yılanla sembollendirildiği düşünülür.
Yılanın reenkarnasyon amblemi olması ise, her yıl derisini değiştirmesinden kaynaklanıyor. Yılan deri değiştirmesi nedeniyle ölümsüzlüğe sahip görülürdü.
Hermetik metinlerden olan G.R.S Mead'ın Alemin Bakire'si meteryalinin 3. cildinde bu konuya değinilir : "Sürüngenler arasında onlar Yılan'dır, Ejderha'dır. Uysallığı sever, deri değiştirir ki, bu da, Tanrıların tabiatından sayılır." Yılanın bıraktığı şeffaf deri, etherik bir yapıya bürünür, havaya karışan bu imgenin, bazı inançlarda nefes teknikleriyle solunduğunda, çakraları aktive edeceği düşünülür.
Yılanın gözkapakları olmadan duruşu uyanık ve bu bağlamda bilge oluşu ile ilişkili görülür. Yılanın formlarından 7 başlı olanı 7 mental ve göksel planla 7 sembolizmine haiz olan bir çok kavramı simgeler. 2 başlı olan yılan formu, bereket ve majikal güçleri ifade ederken, 3 başlı olanı ise, aktif-pasif ve nötr ilkelerin sembolüdür.
Gizem okullarının sembollerinden olan ve yumurta üzerine sarılmış yılan, halka halini aldığında da, astrolojik ve majikal eğilimlerle etkilerin akışını sembolize ediyor. Aynı zamanda Ouroboros olarak da bilinen kuyruğunu yiyen yılan, sonsuzluk sembolünün ifadesi haline gelmiştir. Simyada, kanatlı bir yılan, uçucu prensibe, kanatsız yılan ise, değişmez prensibe işaret etmektedir.
En önemli ve en karmaşık kozmik sembol olan Yılan, Ay ve Güneş'le, ölüm ve yaşamla, şifa ve zehirle, koruma ve yok etmekle ilgilidir, ancak kavramların ve zıtlıklı doğanın düal yapısını anlatırken, aslında bu zıtlığıın da birliğin realitesi olduğunu gösterir.
Helena Blavatsky, Gizli Doktorin'de Yılan Sembolünü açıklarken, dünyanın ruhsal öğretilerde büyük deniz olarak tanımlandığını ve bu hayat denizinin, bir kaos ve evrim dönemini geçirirken, kuyruğunu ağzından çıkaran bir yılana sembolik olarak benzetildiğini ve her bin yılda bir tezahür ettiğini söyler.
Kitaplı dinler geleneğinde, karanlığın prensi ile bağlantılı olan ve kaotik mücadeleyi başlatan yılan, yeryüzündeki tüm tradisyonlarda yer etmiş bir semboldür.
Şeytanın ve kimi zaman aklın sembolü olmuştur. Çoğu gizemcinin, insanı bilgeliğe yönlendiren ilke anlamında baktığı yılan, Adem ve Havva'yı ikna edişi nedeni ile, çoğunlukla, insanı sınırlandırılmışlıktan kurtaran neden olarak düşünülmüş. Havva'yı baştan çıkaran yılan, yasak ağaçtan yemesini sağladığından, Aden Cenneti'nden kovulan Adem'le birlikte yeryüzünde eskisine kıyasla çok zorlu bir yaşam içine düşmüş görülürler. Bu nedenle yılan, bir çok dinde olumsuz ve ayartıcı özelliklerle donatılmıştır, nefs yaratığıdır. Oysa Ezoterik ve Okült alanlarda, enerjinin doğal halinin görünümüne ve büyük gizemlere sahip olan bir varlıktır.
Anadolu'da doğaüstü güce sahip yılan, Farsça, yılanların Şahı anlamına gelen Şahmaran olmuştur.
Türk'ler için Anadolu'da yaşayan en büyük yılandır ve mitolojik olarak başı insan, gövdesi yılan biçimindedir. Altınları ve gömüleri korur, şifa sırlarını bilir.
İran ve Türk edebiyatında, ayrıca sözlü gelenekte ünlü olan Camasbname adlı eser, Şahmaran'dan bahseder.
1429'da Abdi Musa tarafından II. Murad için düzenlenmiştir.
Eski halkların mistik ve kozmik bu saygınlık ilkesi; bilgelik ve ölümsüzlük sembolü haline gelirken, sürüngenlerin en çok tapılanı da olarak, taşlara, heykellere, tapınak sütunlarına, tahtalara oyulmuştur. Hermes'in Kadüse adlı çift yılanlı asasına dolanmış tıbbın sembolü, şifa ile zehrin zıt güçleri ve yeniden dirilişin betimlenişi olarak görülür. Zaman ve kader çarkını anlatır.
Merkür kadüsesindeki simetrik iki yılan, kutupsal güçlerin dengesinin göstergesidir. Budist ezoterik ve tantrik öğretilerinde,bedende iki akım halinde dolaşan Kundalini enerjisi, bu düalite temsili de olabilecek sembolle simgelenir.
Sembol diğer yandan, evrensel ve kutsal kundalini enerjisinin ve modern zamanlarda DNA sarmalının izdüşümü sayılmıştır.
Spiral bir galaksi olan Samanyolu'nda bizden ayrı, ancak eskilerin bildiği galaktik bir ırk ve uygarlığın varlığına inanılır ve onların da yılanla sembollendirildiği düşünülür.
Yılanın reenkarnasyon amblemi olması ise, her yıl derisini değiştirmesinden kaynaklanıyor. Yılan deri değiştirmesi nedeniyle ölümsüzlüğe sahip görülürdü.
Hermetik metinlerden olan G.R.S Mead'ın Alemin Bakire'si meteryalinin 3. cildinde bu konuya değinilir : "Sürüngenler arasında onlar Yılan'dır, Ejderha'dır. Uysallığı sever, deri değiştirir ki, bu da, Tanrıların tabiatından sayılır." Yılanın bıraktığı şeffaf deri, etherik bir yapıya bürünür, havaya karışan bu imgenin, bazı inançlarda nefes teknikleriyle solunduğunda, çakraları aktive edeceği düşünülür.
Yılanın gözkapakları olmadan duruşu uyanık ve bu bağlamda bilge oluşu ile ilişkili görülür. Yılanın formlarından 7 başlı olanı 7 mental ve göksel planla 7 sembolizmine haiz olan bir çok kavramı simgeler. 2 başlı olan yılan formu, bereket ve majikal güçleri ifade ederken, 3 başlı olanı ise, aktif-pasif ve nötr ilkelerin sembolüdür.
Gizem okullarının sembollerinden olan ve yumurta üzerine sarılmış yılan, halka halini aldığında da, astrolojik ve majikal eğilimlerle etkilerin akışını sembolize ediyor. Aynı zamanda Ouroboros olarak da bilinen kuyruğunu yiyen yılan, sonsuzluk sembolünün ifadesi haline gelmiştir. Simyada, kanatlı bir yılan, uçucu prensibe, kanatsız yılan ise, değişmez prensibe işaret etmektedir.
En önemli ve en karmaşık kozmik sembol olan Yılan, Ay ve Güneş'le, ölüm ve yaşamla, şifa ve zehirle, koruma ve yok etmekle ilgilidir, ancak kavramların ve zıtlıklı doğanın düal yapısını anlatırken, aslında bu zıtlığıın da birliğin realitesi olduğunu gösterir.
Helena Blavatsky, Gizli Doktorin'de Yılan Sembolünü açıklarken, dünyanın ruhsal öğretilerde büyük deniz olarak tanımlandığını ve bu hayat denizinin, bir kaos ve evrim dönemini geçirirken, kuyruğunu ağzından çıkaran bir yılana sembolik olarak benzetildiğini ve her bin yılda bir tezahür ettiğini söyler.
Kitaplı dinler geleneğinde, karanlığın prensi ile bağlantılı olan ve kaotik mücadeleyi başlatan yılan, yeryüzündeki tüm tradisyonlarda yer etmiş bir semboldür.
Şeytanın ve kimi zaman aklın sembolü olmuştur. Çoğu gizemcinin, insanı bilgeliğe yönlendiren ilke anlamında baktığı yılan, Adem ve Havva'yı ikna edişi nedeni ile, çoğunlukla, insanı sınırlandırılmışlıktan kurtaran neden olarak düşünülmüş. Havva'yı baştan çıkaran yılan, yasak ağaçtan yemesini sağladığından, Aden Cenneti'nden kovulan Adem'le birlikte yeryüzünde eskisine kıyasla çok zorlu bir yaşam içine düşmüş görülürler. Bu nedenle yılan, bir çok dinde olumsuz ve ayartıcı özelliklerle donatılmıştır, nefs yaratığıdır. Oysa Ezoterik ve Okült alanlarda, enerjinin doğal halinin görünümüne ve büyük gizemlere sahip olan bir varlıktır.
Anadolu'da doğaüstü güce sahip yılan, Farsça, yılanların Şahı anlamına gelen Şahmaran olmuştur.
Türk'ler için Anadolu'da yaşayan en büyük yılandır ve mitolojik olarak başı insan, gövdesi yılan biçimindedir. Altınları ve gömüleri korur, şifa sırlarını bilir.
İran ve Türk edebiyatında, ayrıca sözlü gelenekte ünlü olan Camasbname adlı eser, Şahmaran'dan bahseder.
1429'da Abdi Musa tarafından II. Murad için düzenlenmiştir.