Merhaba Kargalar! Bu yazı serisinde sizlere Yunan Mitolojisinde; Uyku Tanrısı olan Hypnos'tan, annesi Gece Tanrıçası olan Nyks'ten, babası Karanlık olan Erebos'tan, oğlu Düşler Tanrısı olan Morpheus ve daha fazlasından bahsedeceğim. Şimdilik bu partta Nyx ile başlayalım. İyi okumalar, iyi araştırmalar dilerim.
Çoğu zaman kendimce -keşke ihtiyaç duymasak- dediğim "uyku" ardında rüya dediğimiz aşırı gerçekçi sahneleri beraberinde getirir. Bu sahneler beynimin yönetmenliğinde oldukça ilginç oyunlara imza atarak, bana bir an olsun gerçek dünyadan, sorumluluklardan ve zorunluluklardan kaçış hissini yaşatırlar. Dolayısıyla rüyalar, uyku, gece, karanlık, ölüm.. hep ilgimi çeken konular olmuş ve bunlarla ilgili olan figürler, çalışma yapan insanlar, saygı duyduğum şeylerdir.
Yunan Mitolojisinin karanlık gecelerinin altında uyku, rüyaya gülümser ve ölüm yaşamın ötesindekini görmeleri için göz kırpar. Nyks; Gecenin şekil almış hali, Erebos; Karanlığın temsilcisi, oğulları Hypnos uykunun, Morpheus ise düşlerin tanrısı olarak mitolojideki bu tanrılar, dünyayı, düşleri ve ötesindeki bilinmezi şekillendirir.
Nyks - Gece
Yunan mitolojisini temellendiren, bir düzene koyan, antik çağın ilk şairi kabul edilen Hesiodos (MÖ 8.yy) Nyks'i şu şekilde ele almıştır; boşluk, uçurum, kargaşa tanrısı olan Khaos'tan doğan Gece Tanrıçası; gecenin şekil almış halidir. Khaostan gelen kardeşi; Karanlık, Erebus ile birlikte, başta Aether (Işık, Uzay ve Cennetin Tanrısı) ve Hemera (Gündüz) olmak üzere; Moros, Keres; Thanatos, Hypnos, Oneiroi, Momos, Oizys, Hesperidler, Moirai, Nemesis, Apate, Philotes, Geras ve Eris'i doğurmuştur.Nyks Erebos'la birlikte Işık ve Gündüz'ü yarattıktan sonra kendi kendine üretmeye (Parthenogenesis) devam eder. Ürettiği bu varlıklar genellikle yeryüzünde kötülüğü, açlığı, yıkım ve ölümü simgeleyen karanlık, kötücül güçlerdir. Karanlık Gece’nin yarattıkları içinde biz insanlar için belki de en korkutucu olanı üç ölüm tanrısı; korkunç Moros, kara Ker ve Thanatos’tur.
Biz hala gece mi gündüzden, gündüz mü geceden doğar bilmecesinin cevabını araya duralım; insanlar antik çağda bu sorunun cevabını Erebos ve Nyks'in çocuklarıyla vermişler.
Tanrıların ve insanların boyun eğdiricisi olarak anılan Gece tanrıçası Nyks, efsanelerde çok fazla adı geçmese de diğer tanrı ve tanrıçalara göre daha özel güçlere sahip olağanüstü bir güç figürü olarak görülüyor. Baş tanrı Zeus'un bile çekindiği, uğraşılmaması gereken ve korkulan bir tanrıça olan Nyks sanat eserlerinde üzerinde siyah dökümlü bir elbise ve başında sis halesiyle taçlandırılmış, kanatlı bir tanrıça şeklinde resmedilmiş. Hatta gücünü daha iyi anlatabilmek adına şöyle bir şeyden bahsedeyim:
Homeros'un İlyada'nın 14. kitabında, Hypnos'a atfedilen bir alıntı vardır; Hypnos'tan Zeus'un uykuya dalmasını isteyen Hera'ya eski bir iyiliğini hatırlatır. Önceleri, bir kez daha aynı istekte bulunmuştur Hera ve Hypnos bunu yerine getirmiş Zeus'un uykuya dalmasını sağlamıştır, böylece Hera, Herakles'e büyük talihsizlik hazırlayacak fırsatı bulmuştur. Uyandığında durumu fark eden Zeus çok sinirlenir ve Hypnos'u cezalandırmaya yeltenir fakat Hypnos korku içinde annesi Niks'e kaçar. Hypnos sözlerine Zeus'un Niks'in öfkesinden korktuğu için kendisinin peşini bıraktığını ve ancak böylece Zeus'un öfkesinden kurtulabildiğini ekler.
Bu tür bir alıntı, Niks'in dönemde baş tanrı olarak tapılan Zeus'un bile korkabileceği düşünülen güçlü bir Niks figürü olduğunu ortaya koyar.
Orpheus'a atfedilen bazı şiir parçalarında Niks'in çok büyük bir öneme sahip olduğu gözlemlenir. Bu yazınlarda, Kaos'tan ziyade Gece ilk ilke olarak ele alınır. Ayrıca Niks'in bir mağarası vardır, burada kehanet ve nasihatlerde bulunur.
Aristofanes'in "Kuşlar" isimli eserinde de Niks ilk ilke olarak geçer; belki Orfik bir ilhamın nedeniyle. Ayrıca burada Eros'un da annesi olarak geçer. Niks'in mağara veya evinin yeri ve hâli ise farklı metinlerde farklı tasvir edilmiştir; Hesiodos'ta okyanus ötesinde, daha sonra Orfizm'deki gibi Parmenides'in felsefi şiirinde evrenin kenarındadır.
Kelime anlamı olarak kader ve kıyamet anlamına gelen Moros insanın sonu için yaklaşan kıyametin korkunç habercisidir ve insanları ölümcül kaderlerine sürükleyen bir tanrıdır.Ker ölüm tanrısı Thanatos'un dişili bir tanrıçadır ve aynı zamanda ölüm anlamına gelir. Homeros'un Kara, uğursuz ve belalı gibi sıfatlarla andığı Ker canlıların ecelidir. Hesiodos ve Homeros Ker veya çoğulu olan Keres'i bir insanın veya bütün bir ulusun alın yazısı olarak canlandırırlar. Ecel geldiğinde hiç bir tanrının bunu engellemeye gücü yetmez. Ker'lerin halk geleneğinde ölülerin ruhlarıyla bir tutulduğu ve bunların kötülüğünden korunmak için Anthesteria bayramlarında kurban kesildiği biliniyor. Bu bayram doğanın uyanışı ve baharın gelişini kutlamak için Dionysos onuruna yapılan antik çağın dört büyük bayramından biridir. Bir diğer özelliği ise Ker'in kovulduğu ölüler festivali yönünün olmasıdır.
Ölümün kişileştirilmiş hali olan Thanatos kendilerine verilen sürenin dolmasıyla insanları alır ve yeraltına Hades'e götürür. Katı yürekli acımasız ve korkulan bir tanrıdır. Kasvetli ve kederli bir tanrı olmasına rağmen tasvirlerindeki görünüşü bunun tam tersidir. Elinde yaşam ışığını söndüğünü simgeleyen ters çevrilmiş bir meşaleyle güzel bir genç olarak tasvir edilir.Thanatos huzurlu ve iyi ölümü sembolize ettiği için; günümüzde ''Ötanazi'' kelimesi bu tanrıdan alır kökenini ve belki de bu sebepten olsa gerek yine kendisi gibi Nyks'in çocuğu olan uyku tanrısı Hypnos'un da ikiz kardeşidir.
Kardeşi Thanatos'a göre daha sevimli ve sevilen bir tanrı olan Hypnos (Uyku) genellikle uzanmış şekilde bir elinde haşhaş bitkisi tutarken ya da kardeşi Thanatos'un yanında ayakta durur şekilde tasvir edilmiş.
Gece'nin kendi kendine ürettiği tanrılar arasında gösterilen Oneiros (Rüyalar) çoğu zaman uyku tanrısı Hypnos'un çocukları olarak gösterilse de Hypnos'un Nyks'in çocuğu olması nedeniyle her şekilde Gece ile bağlantısı muhakkaktır. Rüyaların kişiselleştirilmiş tanrıları; korkunç hayvanlar, dev örümcekler, fareler, yılanlar vs. oluşun korkunç rüyaların sorumlusu Phobetor (Fobetor), genellikle yanıltıcı hayallerin yer aldığı iyi rüyaların sorumlusu olan, Phantanos (Fantanos) ve ismi ''Morphe (morf) '' biçim kelimesinden türeyen rüyaları ve şekilleri oluşturan, rüyalarda biçim değiştirerek insan siluetinde görünen, tanrılardan gelen ilahi mesajları, imgeler ve hikâyelerle insanlara rüyalarda anlatan Morpheus'tur.
Nyks'in kendi kendine ürettiği kader ve ölümle ilişkili bir diğer tanrılar grubu Kader tanrıçaları Moira'lardır. Kelime anlamı pay veren anlamına gelen Moira'lar, insanlara yaşam paylarını verirler. Doğum, yaşam (mutluluk, başarı, talihsizlik vs.) ve ölüm. Klatho ''eğiren, saran''. Lakhesis ''ölçen'' ve en korkunçları Atrapos ise ''kaçınılmaz ve geri dönüşü olmayan'' yani ölüm anlamına gelir.
Tanrısal öcü simgeleyen ve ''İlahi adalet'' olarak adlandırabileceğimiz Nemesis de Gece'den doğan tanrıçalardan biridir. Yaşamdan diğer insanlara göre hak ettiğinden daha fazlasını alan, bu özellikleriyle kibir ve gurura kapılan insanları cezalandıran Nemesis Öç Tanrıçası olarak da anılır.
Nyks'in bunca kader, ölüm ve uyku tanrısıyla yetinmeyip insanlar arasında huzursuzluk, mutsuzluk, kavga ve savaş nedeni olan kötülükleri şekillendirdiği evlat listesi; Momus (Suçlama),Oizys (Acı, Sıkıntı), Apate (Aldatma), Philotes (Arkadaşlık, Karasevda), Geras (Yaşlılık), Eris (Fitne, Fesat) diye uzayıp gidiyor.
Yunanistan'da Niks, nadiren bir kült sahibidir. Pausanias'a göre Megara'daki akropoliste bir kahini vardı. (Paus. 1.40.1)
Daha sıkça, Niks diğer kültlerin arka planlarında gizlenmiş, bulunmuştur. Bu nedenledir ki, Efes'teki Artemis tapınağında Niks olarak anılan bir heykel bulunmaktaydı. Spartalıların bir Uyku ve Ölüm kültü mevcuttu; bu ikisi ikiz kardeş olarak algılanıyor ve kabul ediliyordu. Şüphesiz Niks de onların anneleri olarak algılanmaktaydı. Niks'e dair bileşenler içeren kült isimleri birçok tanrı için mevcuttu, en belirgin örnekler olarak Dionysus'un Niktelios (Paus. 1.40.6) ve Afrodit'in Philopannyx (Orfik Şarkı 55) adlandırmaları verilebilir. Niks temasını kullanan Roma'ya ait metinlerde, tanrıça Nox'a çevrilmiş, böyle kullanılmıştır. (Virgil V, 721).
İnsanlar doğası gereği karanlıktan ve geceden korkar fakat bu korkuları hep yanlış nedenlerledir. Görünen o ki; aslında korktukları karanlık değil içinde barındırdığı bilinmeyenlerdir. Antik çağda, dünyada ve insan doğasında var olan pek çok kötülüğün anası olarak Nyks (Niks) yani Gece tanrıçasının kabul edilmesi de bu korkudan olsa gerektir.
Kaynak:
https://web.archive.org/
https://tr.wikipedia.org/wiki/Niks
https://www.arkeorehberim.com/2023/03/kotuluklerin-anasi-gece-tanricasi-nyks.html
Çoğu zaman kendimce -keşke ihtiyaç duymasak- dediğim "uyku" ardında rüya dediğimiz aşırı gerçekçi sahneleri beraberinde getirir. Bu sahneler beynimin yönetmenliğinde oldukça ilginç oyunlara imza atarak, bana bir an olsun gerçek dünyadan, sorumluluklardan ve zorunluluklardan kaçış hissini yaşatırlar. Dolayısıyla rüyalar, uyku, gece, karanlık, ölüm.. hep ilgimi çeken konular olmuş ve bunlarla ilgili olan figürler, çalışma yapan insanlar, saygı duyduğum şeylerdir.
Yunan Mitolojisinin karanlık gecelerinin altında uyku, rüyaya gülümser ve ölüm yaşamın ötesindekini görmeleri için göz kırpar. Nyks; Gecenin şekil almış hali, Erebos; Karanlığın temsilcisi, oğulları Hypnos uykunun, Morpheus ise düşlerin tanrısı olarak mitolojideki bu tanrılar, dünyayı, düşleri ve ötesindeki bilinmezi şekillendirir.
Nyks - Gece
Yunan mitolojisini temellendiren, bir düzene koyan, antik çağın ilk şairi kabul edilen Hesiodos (MÖ 8.yy) Nyks'i şu şekilde ele almıştır; boşluk, uçurum, kargaşa tanrısı olan Khaos'tan doğan Gece Tanrıçası; gecenin şekil almış halidir. Khaostan gelen kardeşi; Karanlık, Erebus ile birlikte, başta Aether (Işık, Uzay ve Cennetin Tanrısı) ve Hemera (Gündüz) olmak üzere; Moros, Keres; Thanatos, Hypnos, Oneiroi, Momos, Oizys, Hesperidler, Moirai, Nemesis, Apate, Philotes, Geras ve Eris'i doğurmuştur.Nyks Erebos'la birlikte Işık ve Gündüz'ü yarattıktan sonra kendi kendine üretmeye (Parthenogenesis) devam eder. Ürettiği bu varlıklar genellikle yeryüzünde kötülüğü, açlığı, yıkım ve ölümü simgeleyen karanlık, kötücül güçlerdir. Karanlık Gece’nin yarattıkları içinde biz insanlar için belki de en korkutucu olanı üç ölüm tanrısı; korkunç Moros, kara Ker ve Thanatos’tur.
Biz hala gece mi gündüzden, gündüz mü geceden doğar bilmecesinin cevabını araya duralım; insanlar antik çağda bu sorunun cevabını Erebos ve Nyks'in çocuklarıyla vermişler.
Tanrıların ve insanların boyun eğdiricisi olarak anılan Gece tanrıçası Nyks, efsanelerde çok fazla adı geçmese de diğer tanrı ve tanrıçalara göre daha özel güçlere sahip olağanüstü bir güç figürü olarak görülüyor. Baş tanrı Zeus'un bile çekindiği, uğraşılmaması gereken ve korkulan bir tanrıça olan Nyks sanat eserlerinde üzerinde siyah dökümlü bir elbise ve başında sis halesiyle taçlandırılmış, kanatlı bir tanrıça şeklinde resmedilmiş. Hatta gücünü daha iyi anlatabilmek adına şöyle bir şeyden bahsedeyim:
Homeros'un İlyada'nın 14. kitabında, Hypnos'a atfedilen bir alıntı vardır; Hypnos'tan Zeus'un uykuya dalmasını isteyen Hera'ya eski bir iyiliğini hatırlatır. Önceleri, bir kez daha aynı istekte bulunmuştur Hera ve Hypnos bunu yerine getirmiş Zeus'un uykuya dalmasını sağlamıştır, böylece Hera, Herakles'e büyük talihsizlik hazırlayacak fırsatı bulmuştur. Uyandığında durumu fark eden Zeus çok sinirlenir ve Hypnos'u cezalandırmaya yeltenir fakat Hypnos korku içinde annesi Niks'e kaçar. Hypnos sözlerine Zeus'un Niks'in öfkesinden korktuğu için kendisinin peşini bıraktığını ve ancak böylece Zeus'un öfkesinden kurtulabildiğini ekler.
Bu tür bir alıntı, Niks'in dönemde baş tanrı olarak tapılan Zeus'un bile korkabileceği düşünülen güçlü bir Niks figürü olduğunu ortaya koyar.
Orpheus'a atfedilen bazı şiir parçalarında Niks'in çok büyük bir öneme sahip olduğu gözlemlenir. Bu yazınlarda, Kaos'tan ziyade Gece ilk ilke olarak ele alınır. Ayrıca Niks'in bir mağarası vardır, burada kehanet ve nasihatlerde bulunur.
Aristofanes'in "Kuşlar" isimli eserinde de Niks ilk ilke olarak geçer; belki Orfik bir ilhamın nedeniyle. Ayrıca burada Eros'un da annesi olarak geçer. Niks'in mağara veya evinin yeri ve hâli ise farklı metinlerde farklı tasvir edilmiştir; Hesiodos'ta okyanus ötesinde, daha sonra Orfizm'deki gibi Parmenides'in felsefi şiirinde evrenin kenarındadır.
Kelime anlamı olarak kader ve kıyamet anlamına gelen Moros insanın sonu için yaklaşan kıyametin korkunç habercisidir ve insanları ölümcül kaderlerine sürükleyen bir tanrıdır.Ker ölüm tanrısı Thanatos'un dişili bir tanrıçadır ve aynı zamanda ölüm anlamına gelir. Homeros'un Kara, uğursuz ve belalı gibi sıfatlarla andığı Ker canlıların ecelidir. Hesiodos ve Homeros Ker veya çoğulu olan Keres'i bir insanın veya bütün bir ulusun alın yazısı olarak canlandırırlar. Ecel geldiğinde hiç bir tanrının bunu engellemeye gücü yetmez. Ker'lerin halk geleneğinde ölülerin ruhlarıyla bir tutulduğu ve bunların kötülüğünden korunmak için Anthesteria bayramlarında kurban kesildiği biliniyor. Bu bayram doğanın uyanışı ve baharın gelişini kutlamak için Dionysos onuruna yapılan antik çağın dört büyük bayramından biridir. Bir diğer özelliği ise Ker'in kovulduğu ölüler festivali yönünün olmasıdır.
Ölümün kişileştirilmiş hali olan Thanatos kendilerine verilen sürenin dolmasıyla insanları alır ve yeraltına Hades'e götürür. Katı yürekli acımasız ve korkulan bir tanrıdır. Kasvetli ve kederli bir tanrı olmasına rağmen tasvirlerindeki görünüşü bunun tam tersidir. Elinde yaşam ışığını söndüğünü simgeleyen ters çevrilmiş bir meşaleyle güzel bir genç olarak tasvir edilir.Thanatos huzurlu ve iyi ölümü sembolize ettiği için; günümüzde ''Ötanazi'' kelimesi bu tanrıdan alır kökenini ve belki de bu sebepten olsa gerek yine kendisi gibi Nyks'in çocuğu olan uyku tanrısı Hypnos'un da ikiz kardeşidir.
Kardeşi Thanatos'a göre daha sevimli ve sevilen bir tanrı olan Hypnos (Uyku) genellikle uzanmış şekilde bir elinde haşhaş bitkisi tutarken ya da kardeşi Thanatos'un yanında ayakta durur şekilde tasvir edilmiş.
Gece'nin kendi kendine ürettiği tanrılar arasında gösterilen Oneiros (Rüyalar) çoğu zaman uyku tanrısı Hypnos'un çocukları olarak gösterilse de Hypnos'un Nyks'in çocuğu olması nedeniyle her şekilde Gece ile bağlantısı muhakkaktır. Rüyaların kişiselleştirilmiş tanrıları; korkunç hayvanlar, dev örümcekler, fareler, yılanlar vs. oluşun korkunç rüyaların sorumlusu Phobetor (Fobetor), genellikle yanıltıcı hayallerin yer aldığı iyi rüyaların sorumlusu olan, Phantanos (Fantanos) ve ismi ''Morphe (morf) '' biçim kelimesinden türeyen rüyaları ve şekilleri oluşturan, rüyalarda biçim değiştirerek insan siluetinde görünen, tanrılardan gelen ilahi mesajları, imgeler ve hikâyelerle insanlara rüyalarda anlatan Morpheus'tur.
Nyks'in kendi kendine ürettiği kader ve ölümle ilişkili bir diğer tanrılar grubu Kader tanrıçaları Moira'lardır. Kelime anlamı pay veren anlamına gelen Moira'lar, insanlara yaşam paylarını verirler. Doğum, yaşam (mutluluk, başarı, talihsizlik vs.) ve ölüm. Klatho ''eğiren, saran''. Lakhesis ''ölçen'' ve en korkunçları Atrapos ise ''kaçınılmaz ve geri dönüşü olmayan'' yani ölüm anlamına gelir.
Tanrısal öcü simgeleyen ve ''İlahi adalet'' olarak adlandırabileceğimiz Nemesis de Gece'den doğan tanrıçalardan biridir. Yaşamdan diğer insanlara göre hak ettiğinden daha fazlasını alan, bu özellikleriyle kibir ve gurura kapılan insanları cezalandıran Nemesis Öç Tanrıçası olarak da anılır.
Nyks'in bunca kader, ölüm ve uyku tanrısıyla yetinmeyip insanlar arasında huzursuzluk, mutsuzluk, kavga ve savaş nedeni olan kötülükleri şekillendirdiği evlat listesi; Momus (Suçlama),Oizys (Acı, Sıkıntı), Apate (Aldatma), Philotes (Arkadaşlık, Karasevda), Geras (Yaşlılık), Eris (Fitne, Fesat) diye uzayıp gidiyor.
Yunanistan'da Niks, nadiren bir kült sahibidir. Pausanias'a göre Megara'daki akropoliste bir kahini vardı. (Paus. 1.40.1)
Daha sıkça, Niks diğer kültlerin arka planlarında gizlenmiş, bulunmuştur. Bu nedenledir ki, Efes'teki Artemis tapınağında Niks olarak anılan bir heykel bulunmaktaydı. Spartalıların bir Uyku ve Ölüm kültü mevcuttu; bu ikisi ikiz kardeş olarak algılanıyor ve kabul ediliyordu. Şüphesiz Niks de onların anneleri olarak algılanmaktaydı. Niks'e dair bileşenler içeren kült isimleri birçok tanrı için mevcuttu, en belirgin örnekler olarak Dionysus'un Niktelios (Paus. 1.40.6) ve Afrodit'in Philopannyx (Orfik Şarkı 55) adlandırmaları verilebilir. Niks temasını kullanan Roma'ya ait metinlerde, tanrıça Nox'a çevrilmiş, böyle kullanılmıştır. (Virgil V, 721).
İnsanlar doğası gereği karanlıktan ve geceden korkar fakat bu korkuları hep yanlış nedenlerledir. Görünen o ki; aslında korktukları karanlık değil içinde barındırdığı bilinmeyenlerdir. Antik çağda, dünyada ve insan doğasında var olan pek çok kötülüğün anası olarak Nyks (Niks) yani Gece tanrıçasının kabul edilmesi de bu korkudan olsa gerektir.
Kaynak:
https://web.archive.org/
https://tr.wikipedia.org/wiki/Niks
https://www.arkeorehberim.com/2023/03/kotuluklerin-anasi-gece-tanricasi-nyks.html
Son düzenleme: