"Bu kelimler bana geleceği gördüğünü iddia eden biri tarafından söylendi," dedi koridorda yankılanan ses. Tanıdıktı, kadın sesiydi. " 'Bu nasıl mümkün olabilir?' diye sordum karşılık olarak. 'Sana yokluk mu dokundu?'
"Cevap bir kahkahaydı. 'Hayır tatlı kral. Geçmiş gelecektir ve her insanın yaşadığı gibi, sen de yaşamak zorundasın.'
" 'Daha önce yapılan şeyleri tekrar edeyim diye mi?'
" 'Bazı şeyleri, evet. Seveceksin. İncineceksin. Hayal edeceksin. Ve öleceksin. Her insanın geçmişi senin geleceğin.'
" 'O zaman anlam nerede?' diye sordum. 'Eğer her şey yapılmış ve görülmüşse?'
" 'Soru sen sevecek misin, incinecek misin, hayal edecek misin ve ölecek misin değil,' diye cevap verdi. 'Neyi seveceksin, neden incineceksin, ne zaman hayal edeceksin ve nasıl öleceksin. Senin seçimin bu. Sonunu seçemezsin, sadece yolunu seçebilirsin.' "
Dalinar anahtarları tekrar düşürdü, hıçkırıyordu. Kaçış yoktu. Yine yıkılacaktı. Şarap onu alevlerin bir cesedi tükettiği gibi tüketecekti. Geriye sadece küller kalacaktı.
Çıkış yolu yoktu.
"Benim yolculuğumu o başlattı," dedi ses. "Ve yazılarımı da bu başlatıyor. Bu kitaba bir hikaye diyemem çünkü bir hikaye olmaktan çok uzak. Bir değil, çok sayıda anlatı içeriyor. Ve her ne kadar burada, bu sayfanın üzerinde bir başlangıcı olsa da benim arayışım hiçbir zaman gerçekten sonlanamaz.
"Ben cevap aramıyordum. Onlara zaten sahip olduğumu hissediyordum. Hem de bol, bin farklı kaynaktan. 'Kendimi' de aramıyordum. Bu bana insanların atfettiği basmakalıp bir söz ve ben bu cümleyi anlamsız buluyorum.
"Aslında benim yola çıkmakla aradığım tek bir şey vardı.
"Bir yolculuk."
Dalinar yıllardır etrafındaki her şeyi bir sisin içinden görmüş gibiydi. Ama bu sözler... bu sözlerde bir şey vardı...
Kelimeler ışık yayabilir miydi?
-Fırtınaışığı Arşivi - Oathbringer 2. Cilt
"Cevap bir kahkahaydı. 'Hayır tatlı kral. Geçmiş gelecektir ve her insanın yaşadığı gibi, sen de yaşamak zorundasın.'
" 'Daha önce yapılan şeyleri tekrar edeyim diye mi?'
" 'Bazı şeyleri, evet. Seveceksin. İncineceksin. Hayal edeceksin. Ve öleceksin. Her insanın geçmişi senin geleceğin.'
" 'O zaman anlam nerede?' diye sordum. 'Eğer her şey yapılmış ve görülmüşse?'
" 'Soru sen sevecek misin, incinecek misin, hayal edecek misin ve ölecek misin değil,' diye cevap verdi. 'Neyi seveceksin, neden incineceksin, ne zaman hayal edeceksin ve nasıl öleceksin. Senin seçimin bu. Sonunu seçemezsin, sadece yolunu seçebilirsin.' "
Dalinar anahtarları tekrar düşürdü, hıçkırıyordu. Kaçış yoktu. Yine yıkılacaktı. Şarap onu alevlerin bir cesedi tükettiği gibi tüketecekti. Geriye sadece küller kalacaktı.
Çıkış yolu yoktu.
"Benim yolculuğumu o başlattı," dedi ses. "Ve yazılarımı da bu başlatıyor. Bu kitaba bir hikaye diyemem çünkü bir hikaye olmaktan çok uzak. Bir değil, çok sayıda anlatı içeriyor. Ve her ne kadar burada, bu sayfanın üzerinde bir başlangıcı olsa da benim arayışım hiçbir zaman gerçekten sonlanamaz.
"Ben cevap aramıyordum. Onlara zaten sahip olduğumu hissediyordum. Hem de bol, bin farklı kaynaktan. 'Kendimi' de aramıyordum. Bu bana insanların atfettiği basmakalıp bir söz ve ben bu cümleyi anlamsız buluyorum.
"Aslında benim yola çıkmakla aradığım tek bir şey vardı.
"Bir yolculuk."
Dalinar yıllardır etrafındaki her şeyi bir sisin içinden görmüş gibiydi. Ama bu sözler... bu sözlerde bir şey vardı...
Kelimeler ışık yayabilir miydi?
-Fırtınaışığı Arşivi - Oathbringer 2. Cilt