Cadı (Witch) kelimesinden başlayalım, witch - wisdom'dan geliyor. Wisdom bilgelik demek. Yani bilgiye sahip ve bilen demek. Bir cadı pratiktir, bilgilidir. Nerede - ne zaman ne yapacağını bilir.
Cadılık ezoterik bir öğretidir.
Kandan kana elden ele geçebildiği gibi usta - çırak ilişkisi gibi bir ilişki ile de aktarılabilir. Bazı yerlerde cadılık sadece kandan geçer ya da el ile aktarılır tarzı şeyler duymuşsunuzdur.. onlara kulak asmayın, cadılık öğrenilebilen bir ekoldür. Doğa her zaman içindeki gizemi hak edene açmaya meyillidir. Bu gücü elde etmek, içinizden gelen arzunun gerçekliğine, çabanıza ve bir bütün olarak size kalmıştır.
Bir cadı kadın ya da erkek olabilir. Herhangi bir cinsiyetten olabileceği gibi herhangi bir cinsel yönelimden de olabilir. Cadılar kadındır diye bir kaide yoktur, bu algı engizisyonlardan ve Malleus Maleficarum kitabının yazıldığı dönemden kalmıştır. Malleus Maleficarum Katolik bir din adamı olan Heinrich Kramer tarafından yazılmıştır. Kendisi kadın düşmanı olarak da anılır. Bu kitaba göre kadınlar şeytan için daha kolay avlardı, kadının bedeni, şehvet ve büyü ile ilişkilendirilirdi. Cadıların nasıl tanınacağı ve nasıl yakalanacağı anlatılıyordu. Bu kitapta yazılanlar iki yüzyıl boyunca cadı avcılarına rehberlik etti. Aslında kurbanlar o kötü günlerde topluma yardımcı olmaya çalışan kadınlardı. Köylüler başlarına gelen felaketlerin sorumlusu olarak büyüyü gösterirlerdi ve kendilerine zarar veren cadının kadın olduğuna inandırıldılar. Yemek pişiren, ebelik yapan, hastalıkta şifalı otlarla insanları tedavi eden kadınlar ve geliştirdikleri beceriler, onlardan daha çok kuşku duyulmasına neden oldu. Ormanda tek başınıza yürüyen bir kadınsanız, cadısınız. Bitkisel şeyler karıştırdıysanız, cadısınız... Birçok suçlamanın, acımasızlığın ve zulmün sebebi olan bu kitap İncil’den sonra en çok okunan kitaptı. 1669’a kadar çeşitli dillerde yirmi dokuz baskısı yapıldı. Erkek cadıların tarihte kadınlardan daha az bilinmesine, cadı denilince akla kadın figürünün gelmesine sebep olan dönemler bunlar...
Giyim tarzlarına bakarsak,
siyah tercih eden pek çok cadı olmasına rağmen cadılar istedikleri tarza sahip olabilir ve diğer renkleri tercih edebilirler. Cadıların siyah giymesinin temel sebebi rengin majikal karşılığıdır, siyah rengi negatifi ve negatif olanı itme eğilimindedir. Büyü bozma ritüellerinde de genelde siyah mum kullanılmasının sebebi budur. Cadı denildiğinde aklımıza gelen dogmatik bilinçaltı figürlerinden ayrılmalıyız. Onlar da -özellikle modern dönemde- normal şekilde giyinebilir, normal dostluklar kurabilirler. Cadıların dışarıda gördüğümüz normal insanlardan ayırt edici bir özellikleri varsa bu büyük ölçüde farkındalıktır.
Cadılar doğa ve evren ile uyum içerisindedir.
İyi ya da kötü terimleri insanların bazı şeyleri daha iyi anlamlandırabilmesi için oluşturulmuş terimlerdir. Doğa iyi ya da kötü terimlerini barındırmaz. Doğanın belirli kuralları vardır, denge içerisindedir ve bir cadı da denge içerisinde olacaktır. Aydınlık - Karanlık terimleri vardır ancak karanlık kötü demek değildir, lütfen karıştırmayın.
Cadılar evrenin sanatçılarıdır.
İçinde yaşadıkları evreni ve doğayı yine evren ve doğanın güçleri ile değiştirebilme yetisine sahiptirler. Doğanın içerisindeki unsurların ne işe yaradığını ve neyin ne zaman, ne için kullanılacağını bilirler. Algıları açıktır, etraflarında büyüyen ve yetişen şeylerin hangi amaca hizmet ettiğini anlayabilirler. Doğayla iletişimde olup, büyüyle iç içe olurlar.
Cadılık genetikle aktarılabileceği gibi istekle de seçilebilir.
Çalışma gerektirse de bu durum güçlenme potansiyeli arasında bir farka yol açmaz. Hali hazırda ailesinden el almış bir cadı da kendini sürekli geliştirmelidir. Beşeri hayatın karmaşasına kapılan bir insanın doğuştan güçleri olsa da, zaman içerisinde bu güçler körelebilir. Unutmayın ki işleyen demir ışıldar. Cadılık pratik bir ekoldür ve bu pratikler cadıların rutini haline gelmiştir. Bilgi her zaman kazanılabilir, enerji seviyesi arttırılabilir, cesaret ile kişi birçok şeyi başarabilir. İster doğuştan cadılık yetilerine sahip olun isterseniz kendinizi sonradan bu yola adayın, fark etmez, adım attığınız kadar ilerlersiniz.
Cadılar, panteist olma eğilimindedir---yani her şeyde ilahi olanı tanırlar. Fakat uygulamalarına ve geleneklerine bağlı olarak bir cadı farklı Tanrı kavramlarına bağlı olabilir.
Birçok cadıda birden fazla Tanrı inancı vardır, yani aynı zamanda politeist de olabilirler. Ancak hangi mitoloji ya da hangi Tanrı ile çalışılacağı kişinin bireysel inancına, çekim ya da seçimine kalmıştır. Bu Hecate de olabilir, Afrodit de. Dediğim gibi bu cadının hedefine, arzularına, karakterine ve çekimine kalmıştır. Bu seçim cadıyı ilgilendirdiği kadar adanılacak Tanrı veya Tanrıça'yı da ilgilendirir. Yani siz Hecate'ye adanmak istiyorsanız, Hecate'nin de adanmanızı kabul etmesi gerekir.
Bu adanma prensibi "tapınma" manasında değildir.
Wicca gibi paganistik inançlardan cadılığı ayıran en temel faktörlerden biri de budur. Bu, onlarla beraber yürümek, izlerinden gitmek, iletişimde olmak demektir. Adanmak adanılan Tanrı ve/ya Tanrıça'nın izinden gitmek için yeniden doğmak gibidir. Adanma sonrasında cadılar, Tanrı'larının verdiği yeni bir isimle varlıklarını yeniden bulurlar. Bu isim Tanrı ve cadı arasında kalır ve çok istisnai durumlar olmadıkça başka birisiyle paylaşılmaz. Adanma konusuna başka bir başlık altında değineceğim. Şayet adanmanın basit bir şey olmadığını ve birçok sonuç doğurabileceğini belirtmek isterim. Dostlarını edindiğiniz gibi düşmanlarını da edinir ve aynı yolu paylaşırsınız.
En çok duyduğumuz sorulardan birisi de, cadılar kötü müdür?
Cadılar da normal insanlar gibi iyi niyetli ya da kötü niyetli olabilir.. Burada kimseye cadı olduğu için kefil olamayacağım fakat bilgim ve deneyimlerim sonucu söyleyebilirim ki, cadılar kötü olmaya meyilli değildir, aksine, karşılaşacağınız en ahlaklı, en bilinçli ve hassas insanlar olabilirler. Ağaçların hışırtısını dinleyen, ormanın narin ruhlarıyla konuşan bir insanın nazik olmasından doğal bir şey yok... Yine de insanız ve diğer insanlar gibi duygularımıza yenik düşebiliriz, fakat bir cadı bunun olmaması için çaba göstermelidir.
Yapılan her etkinin gerçeklikte bir tepkisi olduğunun farkında olmalı ve hayatlarındaki dengeyi korumalılardır. Bir cadı sebep olduğu değişimle masum bir canlıya zarar verme eğiliminde olmamalıdır. Yine de ne kadar iyi niyetli olursa olsun, hatta tam da iyi niyetli olduğu için arzuladığı şeyin tam tersini de bilmelidir. Şifalamak isteyen birisi lanetlemeyi de bilmelidir ki bunu nasıl engelleyeceğini, bozacağını ya da karşılık vereceğini bilsin. "A Witch who can't hex, can't heal." Terimini duymuşsunuzdur. Ehh, eğer birisi size, ailenize ya da dostlarınıza zarar verirse elbette bir şeyler yapmalısınız, diğer yanağınızı dönmeniz her zaman en iyi slogan değildir.
Cadılar uzmanlık alanlarına ve seçimlerine göre türlere ayrılabilir, Siyah Cadı, Karanlık Cadı, Gececil Cadı, Yeşil Cadı, Eklektik Cadı, Mutfak Cadısı vb... türlerle listeyi uzatabiliriz. Zamanla bu türlerin her biriyle ilgili yazılar yazacağım, yazılar yazıldığı zaman yine bilgilendirme sağlarım.
Cadılığın tarihçesi ile ilgili yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
Herhangi bir sorunuz olursa yorumlardan, instagramdan ya da discord üzerinden sorabilirsiniz.