Khonsu
Karga
Al karısı
Hemen hemen tüm Türki diyarlarda Alkarısı; al bastı, albız unvanları ile adlandırılan ve Şamanizm' de de kabul gören bir kötü ruh vardır ve yeni doğum yapmış olan kadını ve bebeği bu varlıktan korunmaya çalışırlar. Ters bir etki görüldüyse, bir hoca veya Baksı'nın okunmasına gereksinim duyulur. Varlık, çirkin bir yüzle görülür uzun boylu, upuzun simsiyah saçlı, parmak ve tırnakları uzun, koca kafalı, at dişli, ve ayakları terstir. Eski Cermen inanışlarında da benzer bir varlık bulunur. Bu kötülükten korunmak için lohusa yalnız bırakılmaz, ışık söndürülmez, odaya süpürge, bıçak ve Kur'an, konulur, yakasına iğne takılır, odaya bir bez torbada sarımsak, üzerlik, çörekotu konulur. Alkarısı'nın kırmızı rengi sevmediği bilinir ve lohusa kırmızı bir tül veya kurdeleyi bu nedenle başına bağlar. Lohusa evinde tüm suların ağzı kapatılır, eğer bir kuş şeklinde eve girer ve ağzında' ki boncuğu suyun içine bırakırsa bebeğin öleceğine inanılır. Lohusaya karabasan şeklinde de gelebilir, üzerine ağırlık basar kımıldayamaz, bağıramaz. Bazen bir yakını suretinde görünür, bazen kedi, keçi, köpek şeklinde. Tabi bu durum, başka bir bakışla lohusanın kalıp tüm bu sıkıntılarını yaşamasıyla eş anlamlı da olabilir. Atlara musallat olduğunda onları yorar ve yelelerini örgü şeklinde düzelterek bıraktığına inanılır.
Halk arasında bilinen bir olgu olarak Alkarısı adlı varlığın yakalanması da mümkün görülür. Doğu, Güneydoğu ve Orta Anadolu' da biraz daha yaygın bilinen efsane şöyle gerçekleşebilir; bir iğne alınır, varlık görünür hale geçerse, göğsüne saplanır, o anda Alkarısı insan suretine bürünür, iğneyi kendi çıkaramaz, alemine dönemez ve esir olur, her türlü ev işini yapmaya mecbur edilebilir.
Yine Anadolu halk inanışlarında erkeklerde de Al basması denilen bir olaydan söz edilir. Geceleri bir sesle uyanırlar, aslında rüya içinde rüya görüyorlardır, onları çağıran ses uzaklara kadar yürümeye zorlar. İnanışa göre, eğer bir erkek, yastığının altına siyah bir don veya şalvar koyup unutur da uykuya dalarlarsa, bu hadisenin olma olasılığı artar. Üzerinde büyük ağırlık hisseder, kımıldayamaz, bağıramaz, kendisini evin bir başka köşesinde bularak uyandığı olur, uyandığında, rüya ile uyanıklık arasında gerçekleşen olayın içinde kendisini çeken, iten veya zarar veren bir şey varsa o anda hissettiği kas ağrıları uyanınca da devam eder. Genç kızlarda ise, evlenmeme, başka varlıkça sahiplenme saplantısına dönüşebilen etkilere yol açan al basması olayları görülebilir. Tüm bunlar araştırılacak kadar yaygın görülmüştür. Bu türden reaksiyonların sıklıkla bilinçaltı korkuların çağırdığı, ruhsal-bedensel zayıflama durumlarında artan hallerin dışavurumları da olmaları mümkün sayılır.
Abdülkadir İnan "albastı, alkarısı üzerine bir etüt" Türk Folklor Araştırmaları dergisi 1962
Ahmet Turan, Türk Folklor Araştırma Dergisi 1963,
Mürsel köse, "Al karısı hakkında" Türk folklor araştırmaları dergisi, 1966
Ahmet Turan, Türk Folklor Araştırma Dergisi 1963,
Mürsel köse, "Al karısı hakkında" Türk folklor araştırmaları dergisi, 1966