KİŞİLİK DEĞİŞTİRMEK

Gece V

𝓚𝓲𝓷𝓰 𝓸𝓯 𝓥𝓸𝓷
Yönetici
Lider
KİŞİLİK DEĞİŞTİRMEK

Kişiliğinizi Değiştirmek için Beş Hayati Etmen
  1. Değişimin mümkün olduğuna inanmak. Bunun imkânsız olduğunu düşünürseniz, o zaman bu sizin için imkânsız olur
  2. Problemi görmek ve sahiplenmek. Değişmeyi gerçekten istemeniz gerek.
  3. Uzun bir zaman dilimi boyunca çalışmayı istemek ve kabul etmek.
  4. Kendinizi değişmiş halinizle hayal edebilmek.
  5. Başarısızlıklar ve aksaklıklara rağmen çaba harcamaya devam edebilmek.
Her ne kadar değişme kolay olmasa da, sürecin kendisi aslında şaşırtıcı bir biçimde basittir. İşte size, kişiliğinizin bir parçasını değiştirmek için takip edeceğiniz beş adım:

Bir Kişilik Özelliğini Değiştirmek için Beş Adım:
  1. Belirli bir kişilik özelliğini tanımlayın ve bunun tam olarak nasıl değişmesini istediğinizi betimleyin.
  2. Onu değiştirme konusunda yaşayabileceğiniz ikilemin farkında olun ve bu işi halletmek için bir plan geliştirin.
  3. Sık sık ve dinamik bir şekilde kendinizi yeni biçimde göz önüne getirin.
  4. Eğer gereken beceriden yoksunsanız, öğrenmeye başlayın (gerekirse yardım isteyin)
  5. Değişmek için fırsatlar kollayın ve her birini yeni özelliğinizi uygulamak için kullanın
*Jonice Webb*
 
C

Carmen Sandiego

Ziyaretçi
Ziyaretçi
"Tek değiştirebileceğiniz kendinizsiniz; ama bazen bu, her şeyi değiştirir."
Gary W. Goldstein
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Hasta

Üye
Eğer gerçekten bir forumda okuduğunuz kısa bir yazı ile kişiliğinizi değiştirebileceğinize inanıyorsanız;
Şimdiden söyleyeyim sadece rol yaparsınız.

Hatta psikologlardan oluşan bir ordu kursanız,
hepsinin yardımıyla birlikte kişiliğinizi değiştirmeye çalışsanız;
YİNE ROL YAPACAKSINIZ!

Kişiliğin yalnızca başınızdan geçen travmatik olaylar ile değiştiğine inanıyorum.
Ancak herkes başına gelen her şeyi aynı yorumlamaz.
Acı: ''a'' kişisinin karakterini güçlendirirken, ''b'' kişisini yıkabilir
ve kişiliğini değiştirmek isteyen birisinin dışarıdan bakılarak ''a'' kişisi mi yoksa ''b'' kişisi mi olacağını tahmin etmek pek mümkün değil.


Acı o kadar gerçek, o kadar orda ki;
Kimseyi inandıramazsın ama solunda döne döne içeri giren paslı bir vida olduğunu bilirsin.
Gırtlağında nefes almanı zorlaştıracak bir yumruk olduğuna yemin edebilirsin.

EDEBİYATINI YAPAMAZSIN!

Yaşamadığınız olayların kişiliğiniz üzerinde bir etkisi olmasını sağlayamazsınız.
Sahte mimiklerinizle hayalini kurduğunuz sahte kişiliğinizi oynarken,
gerçekten kimsenin anlamadığını mı düşünüyorsunuz?
Kendinize karşı saygısızlığınız

mide bulandırıcı.
 

Gece V

𝓚𝓲𝓷𝓰 𝓸𝓯 𝓥𝓸𝓷
Yönetici
Lider
Eğer gerçekten bir forumda okuduğunuz kısa bir yazı ile kişiliğinizi değiştirebileceğinizi inanıyorsanız
şimdiden söyleyeyim sadece rol yaparsınız

Hatta psikologlardan oluşan bir ordu kursanız
hepsinin yardımıyla birlikte kişiliğinizi değiştirmeye çalışsanız
YİNE ROL YAPICAKSINIZ

Kişiliğin yalnızca başınızdan geçen travmatik olaylar ile değiştiğine inanıyorum
ancak herkes başına gelen her şeyi aynı yorumlamaz
Acı; a kişisinin karakterini güçlendirirken b kişisini yıkabilir
ve kişiliğini değiştirmek isteyen birisinin dışarıdan bakılarak a kişisi mi yoksa b kişisi mi olacağını tahmin etmek pek mümkün değil


Acı o kadar gerçek, o kadar orda ki.
Kimseyi inandıramazsın ama solunda döne döne içeri giren paslı bir vida olduğunu bilirsin.
gırtlağında nefes almanı zorlaştıracak bir yumruk olduğuna yemin edebilirsin.

EDEBİYATINI YAPAMAZSIN

Yaşamadığınız olayların kişiliğiniz üzerinde bir etkisi olmasını sağlayamazsınız
Sahte mimiklerinizle hayalini kurduğunuz sahte kişiliğinizi oynarken
gerçekten kimsenin anlamadığını mı düşünüyorsunuz
kendinize karşı saygısızlığınız

mide bulandırıcı
Değişim, inanmak ile başlar.

Kimse forumda okuduğu yazı ile değişmez, ya da kimse bir başkasını değiştirmez. Eğer bu yazının seni değiştireceğini düşünerek okuduysan fantezi dünyandan sıyrılmanı öneririm.
Eğer bu yazıyı insanları değiştireceğini düşündüğüm için paylaştığımı düşündüysen, sanırım senin için biraz üzülebilirim.

Kişi sadece istediği düzeyde kendisine yardımcı olabilir ve değiştirebilir. Gerçekten değişmek isteyip değişen örneklerle karşılaştığım gibi, kendim hakkında değiştirmek istediğim ve değiştirdiğim şeyler oldu.
Eğer gerçekten istenilirse değişilir. Bu yazı ya da psikolog ordusu sadece ilham verecek ve destekleyici bir etmen olarak kalacaktır.

Değişimin kendisi insandır.
İnsanın ilk verdiği tepki ile o duruma alıştığı zaman verdiği tepkiler nasıl aynı olmuyorsa, beyin inandığı şeyi güçlendirir.
A kişisi de olsa, B kişisi de olsa değişim değişimdir. Kişinin A kişisine dönüşmesi B kişisi olamayacağı anlamına gelmemesi gibi. B kişisine dönüşmesi de A kişisi olamayacağı anlamına gelmez. Kişiliği ve dönüşümü 2 harfli bir kalıba sığdırmak doğru gelmedi.


Acı; gerçek.
Yeterince yaşadıysan ve istiyorsan edebiyatını da yaparsın,
Mizahını da yaparsın,
Ağlarsın da,
Acını seversin, ona aşık da olursun,
Kıskanırsın da.

Acı kişiseldir. Nasıl yaşamak, nasıl mücadele etmek istiyorsan öyle edebilir. Hatta nasıl boğulmak istiyorsan öyle boğulabilirsin. Kimi bir forumda paylaştığı bir müziği dinleyerek boğulur. Kimi de ardına saklandığı maskeler ardında boğulmaya devam eder.
Mutluluğun illüzyon olduğunu düşünürüm. Ancak belirtmem gerekir ki acı kadar gerçek başka duygular da var. Öfke gibi, kişi yeteri kadar öfkeliyse değişim kaçınılmazdır. İyi ya da kötü, dediğim gibi değişim değişimdir. Kişiyi sadece acı değil, sevgi de değiştirebilir. Eğer kişi kendini bile isteye eski hayatına itip, acısında yalnız kalmak istiyorsa değişmek istemiyor demektir ve değişmez.

Yeterince güçlüysen o vidayı durdurabilir, döndüren elleri itebilirsin.

İnsan psikolojisi 3 kategoride ele alınır. Hastalıklı, normal ve sağlıklı olarak.
Hastalıklı olan, 2 davranış sergiler.
1.si problemi inkar eder ve istediğin kadar göstersen de problemin varlığını ispat edemezsin.
2.si ise yansıtması. Problemin varlığını inkar etmez, ancak her zaman karşı tarafı suçlar.
Normal olan, problemlerle beraber yaşamaya devam eder ve onlara uyum sağlar. Bunlara örnek atasözleri mevcut; "Benim adım Hıdır, elimden gelen budur." "Buradan ne köy olur ne kasaba." "Eski köye yeni adet..." gibi...
Sağlıklı olan ise, kendi etki alanındaki problemlere çözüm içi çabalayandır. Bir musluk bozulduğunda akıyorsa sorun yok diye düşünmektense çözmeye uğraşır ve çözer.

Bu alışkanlık kişinin hayatına yansırsa kişi değişmiş ve değiştirmiş olur.

Dışarıdan insanları ve çabalarını yargılamak, çok basit, değil mi?
Daha iyi olmak isteyen birine, etrafını üzmemek için maske takmış birine
mide bulandırıcı demeden önce kendisine dönüp bakmalı insan.

Özellikle insanları anladığını zannedip yargılayanlardan
nefret ederim.
Ufak adımlar köklü değişikliklere yol açabilir, umudunu kaybetmemen dileğiyle.
 

3kp

Üye
Merhabalar.

Öncelikle düşünceleriniz için baştan teşekkür ediyorum. İlk olarak kişilik dediğimiz şey gelişim gösterip hayatta kalmamız için adaptasyon sağladığımız süreçte bizi belirleyen bir kimliktir. Bu kimlik küçüklük dönemlerinde hassasiyet barındırdığı için dış olgularla şekillenmeye açıktır. 0-3 yaş bu dönemlerin en hassas dönemleridir. Ardından gelen çocuk dönemi daha aktif ve daha fiili olduğu için bu dönemde de hem kendi yaptıklarımız ama aynı zamanda çevrenin yaptıkları ile bazı gerçekleri görmeye bunun yanında bizi etkileyecek durumları daha da çok hissetmiş oluruz. Çünkü bilinç kazanmış oluruz. Çoğu zaman baktığımızda 'psikolog' olarak adlandırdığımız kişiler yani kısaca bizi dinleyip bu sorunlara çözüm aramamızda yardımcı olan kişiler, hastalarında ilk olarak çocukluk dönemine hassasiyet gösterir. Neler yaşadı ve gördü. Çünkü kişilikte en çok yine 'travma' olarak adlandırdığımız durumlar bu dönemde yaşanır. Bunun nedeni çocuk döneminde kişisel bazlı kararlardan çok çevresel etkenlere açık olmamızdan dolayıdır. Şimdi kısaca devam edecek olursak bu dönemden sonra ergenlik gelir. Bu dönem hormonal olarak yoğun geçtiğinden yavaş yavaş ergenlik sonuna doğru 'kişiliğimiz' oturmaya başlar. Ama bu dönemden sonra insanlar daha aktif bir döneme girmeye başlar. Okuma dönemi bitmiş, elbette okumak hiçbir yaşta bitmemeli, artık toplum içerisinde bir iş sürecine toplumun içerisindeki aktif kısma girmeye başlarız. Bu yüzden öğreneceklerimiz ve göreceklerimiz ile daha farklı yerlere yelken açmış olur. Yine bu yüzden de oturtmak demek bu oturmuş taşı yontamayacağımız, ilerletemeyeceğimiz veyahut yıkamayacağımız anlamına gelmez. Çünkü zihin öğrenmeye her yaşta devam eder. Buradan yola çıkarak bakarsak da aslında her kelimeden çıkardığımız anlam bile kişiliğimizi etkileyebilir, forumdaki basit bir yazı bile :) . Çünkü insanlar karşısındakinin tek bir sözüyle hayatını bitirirken aynı zamanda tek bir söz ile bile hayatını yeniden yapılandırabilmektedir. Bunun örneklerini çevrenizde çokça bulabilirsiniz, dikkatle incelerseniz.


İkinci kısma geçecek olursak. Maskeleri sevip çokça kullanan biri olarak. Sahte mimiklerle ve sahte kişiliklere oynayan , mide bulandırıcı, biri olarak. Hayatınızda şimdiye kadar herhangi bir konuda , beyaz bir yalan olsa dahi, yalan söylediyseniz siz bu maskeyi taktınız. Çünkü biliyorsunuz insanlar var oldukça yalan da var olmaya devam edecektir. Bazen insanlar hata yapıp karşısındaki kişiyi tanımadan bu hataları yapsa da. Şimdiye kadar olan hayatınızda yalan söylemedim demeyi düşünmeniz bile yalan olacaktır. Devam edecek olursak bu maskeler dediğimiz durum her şey için geçerlidir. Toplum içerisinde bulunduğunuz her an istediğinizi yapamıyor oluşunuz bile bu maskeleri taktığınız anlamına gelir. Karşındaki insanı tanımak için bu maskeleri kullanabilirsiniz. Aslında kimin kim olduğunu görmek için bile.


Bu konuda yazdığım yazı buna bir örnek olacaktır.

3. Ve son olarak. Hayatının neredeyse her döneminde acı duygusunu yaşamış biri olarak söylüyorum. Acı her zaman ilham verici bir lütuftur. Çünkü acı bir yalanı barındırmaz. İliklerinizin en derinine kadar işleyen bu duygu her anlamda saftır. Doğru yönlendirildiğinde ise çivi paslanmaz. Hayat denilen bu duvarda kalıcı bir şah eser bırakabilir.
Yıllardır acı sayesinde günümüze birçok eser bırakılmış ve yapı yapılmıştır bu yüzden örnekleri çokça bulunan bu durumun edebiyatı her zaman yapılmaktadır.Yapılmaya da devam edecektir. Elbette maskeler ile birlikte bile :) .

İyi forumlar dilerim.
 
Son düzenleme:

Hasta

Üye
Değişim, inanmak ile başlar.
Kimse isteyerek değişmez
zaten istemekle değişilmez

Kimse forumda okuduğu yazı ile değişmez, ya da kimse bir başkasını değiştirmez. Eğer bu yazının seni değiştireceğini düşünerek okuduysan fantezi dünyandan sıyrılmanı öneririm.
Eğer bu yazıyı insanları değiştireceğini düşündüğüm için paylaştığımı düşündüysen, sanırım senin için biraz üzülebilirim.
Yazını gerçekten kendimi değiştirmek için okuduğumu mu söylüyorsun ?
özellikle de değişimin istemekle olmadığını savunan birine ?

Sanırım bu kadar anlaşılamayan birine üzülmekten başka bir şey yapamazsın


Kişi sadece istediği düzeyde kendisine yardımcı olabilir ve değiştirebilir. Gerçekten değişmek isteyip değişen örneklerle karşılaştığım gibi, kendim hakkında değiştirmek istediğim ve değiştirdiğim şeyler oldu.
Eğer gerçekten istenilirse değişilir. Bu yazı ya da psikolog ordusu sadece ilham verecek ve destekleyici bir etmen olarak kalacaktır.

Kendin hakkında değiştirmek istediğin ve değiştirdiğin şeyler için seni tebrik ederim,
Ama değiştirmek istediğin o davranışı yok edemediğini ikimiz de biliyoruz.
Değişim adı altında üstüne attığın o yamanın her öfkelendiğinde zorlandığını biliyorsun.
Psikolog ordusu ve bu yazı kuşkusuz o yamayı güçlendirir,
Ama içeride bastırdığın o duyguyu dışarıya göstermemen
seni değişmiş yapmaz.





Değişimin kendisi insandır.
İnsanın ilk verdiği tepki ile o duruma alıştığı zaman verdiği tepkiler nasıl aynı olmuyorsa, beyin inandığı şeyi güçlendirir.
A kişisi de olsa, B kişisi de olsa değişim değişimdir. Kişinin A kişisine dönüşmesi B kişisi olamayacağı anlamına gelmemesi gibi. B kişisine dönüşmesi de A kişisi olamayacağı anlamına gelmez. Kişiliği ve dönüşümü 2 harfli bir kalıba sığdırmak doğru gelmedi.
-----

Acı; gerçek.
Yeterince yaşadıysan ve istiyorsan edebiyatını da yaparsın,
Mizahını da yaparsın,
Ağlarsın da,
Acını seversin, ona aşık da olursun,
Kıskanırsın da.
Evet haklısın
Acın için ağlarsın da,
Acını seversin, ona aşık da olursun,
hiç kıskanıldığını görmedim ama tabi niye olmasın
Ama

Edebiyatını yapamazsın
kimse acısının edebiyatını yapamaz
çünkü
ne yaparsa yapsın bunu karşısındakine başarılı bir şekilde aktaramaz
Zaten bu yüzden insanlar biriyle dertleşirken sürekli
"anlıyormusun ?" der. ah o çaresizlik, kıyamam.

İnsanlar acılarının çözümünü değil anlaşıldıklarını görmek isterler
yeterince deneyip başarısız olduktan sonra
dediklerim gerçekleşir






Acı kişiseldir. Nasıl yaşamak, nasıl mücadele etmek istiyorsan öyle edebilir. Hatta nasıl boğulmak istiyorsan öyle boğulabilirsin. Kimi bir forumda paylaştığı bir müziği dinleyerek boğulur. Kimi de ardına saklandığı maskeler ardında boğulmaya devam eder.
Mutluluğun illüzyon olduğunu düşünürüm. Ancak belirtmem gerekir ki acı kadar gerçek başka duygular da var. Öfke gibi, kişi yeteri kadar öfkeliyse değişim kaçınılmazdır. İyi ya da kötü, dediğim gibi değişim değişimdir. Kişiyi sadece acı değil, sevgi de değiştirebilir. Eğer kişi kendini bile isteye eski hayatına itip, acısında yalnız kalmak istiyorsa değişmek istemiyor demektir ve değişmez.

Haklısın

Yeterince güçlüysen o vidayı durdurabilir, döndüren elleri itebilirsin.

Güçlü olmanın acı çekmen üstünde hiçbir etkisi yok
acınla savaşamazsın
acından kaçamazsın
ve en kötüsü acınla yüzleşemezsin
zaten karşına alıp mantıklı bir sonuca ulaştığın kötü anıların sana acı vermez

Yaşadığın bazı kötü olaylarda senin hiçbir suçun yoktur
yüzleşmen gereken hiçbir şey yoktur
baktığın zaman vidayı döndüren bir el göremezsin
o acı piçliğine karşında durur

örnek vermek istemiyorum umarım beni anlarsın


İnsan psikolojisi 3 kategoride ele alınır. Hastalıklı, normal ve sağlıklı olarak.
Hastalıklı olan, 2 davranış sergiler.
1.si problemi inkar eder ve istediğin kadar göstersen de problemin varlığını ispat edemezsin.
2.si ise yansıtması. Problemin varlığını inkar etmez, ancak her zaman karşı tarafı suçlar.
Normal olan, problemlerle beraber yaşamaya devam eder ve onlara uyum sağlar. Bunlara örnek atasözleri mevcut; "Benim adım Hıdır, elimden gelen budur." "Buradan ne köy olur ne kasaba." "Eski köye yeni adet..." gibi...
Sağlıklı olan ise, kendi etki alanındaki problemlere çözüm içi çabalayandır. Bir musluk bozulduğunda akıyorsa sorun yok diye düşünmektense çözmeye uğraşır ve çözer.

Örnek güzel ancak konumuzda pek doğru değil
İnsanın kişiliği ne durumda olursa olsun akıtan bir musluk durumunda değildir
ve tamir görmesi gerekmez

Kişiliğin nasıl olursa olsun çok büyük bir kısmı toplumun senin üzerindeki etkisidir
Yani sürekli güvendikleri tarafından ihanete uğramış birisine
insanlara karşı neden bu kadar soğuksun ? demek saçma olduğu gibi çözülmesi gereken bir problem de değil
"kurunun yanında yaş da yanar"

Bu alışkanlık kişinin hayatına yansırsa kişi değişmiş ve değiştirmiş olur.

Dışarıdan insanları ve çabalarını yargılamak, çok basit, değil mi?
Daha iyi olmak isteyen birine, etrafını üzmemek için maske takmış birine
mide bulandırıcı demeden önce kendisine dönüp bakmalı insan.
Etrafını üzmemek için maske takmak mı
neresinden tutsam elimde kalıyor
Etrafındaki insanlar yerine kendini değiştiren insana ne diyeceğimi bilemedim


Özellikle insanları anladığını zannedip yargılayanlardan nefret ederim.
Ufak adımlar köklü değişikliklere yol açabilir, umudunu kaybetmemen dileğiyle.

Sorun değil bu hasta karantinada zaten
kimsenin gördüğü, bildiği ve maruz kaldığı yok



 

Gece V

𝓚𝓲𝓷𝓰 𝓸𝓯 𝓥𝓸𝓷
Yönetici
Lider
Çevresel faktörlerin değişimde etkisi olması gibi, kişi kendi de değişmek isteyebilir.

"Ben neden böyleyim?"

"Artık böyle olmak/hissetmek istemiyorum."
gibi cümleler kişinin değişimi arzuladığının işaretidir.

Elbette içimdeki duyguları yok etmedim, yok edemezsin. Ancak baskın olanın önüne başka bir baskın koyabilirsin.
2 tane kurt var içinde, hangisini besleyeceksin? Buna benzerdir. Değişmen için yok etmene gerek yok, baskılasan ve önemli olanın - sana iyi gelenin farkına varsan yetecektir. Yama atmış olabilirim, belki de yama atmak yerine değiştirmek istediğim uzvumu koparttım, belki de sattım veya attım onu...fark etmez.

Başardım.

Bana zarar veren o duyguyu attım, bana zarar veren davranışlara sebep olan o duygumu azalttım...
Bunu şu an sana cevap veren kendimde bile görebiliyorum.

Herkesin içinde her duygudan biraz vardır;
Hayvanları öldürmekten çok keyif alan bir çocuk vardı mahallemde, o çocuk zamanla çevresi ve benim baskılarımla bunu değiştirmek, baskılamak zorunda kaldı. Mahallesindeki kedileri öldürmüyor, onlara yemek veriyor ve besliyor. Sen bana değişim yok mu diyorsun?...

Edebiyatın mutlak amacı anlatmak veyahut aktarmak değildir. Sanatsal bir bakış açısıyla bir varoluşun tanıklığını yapmaktır.
Sanat, duyguların dışa vurumudur. Bu, her şekilde olduğu gibi her amaçta olabilir.
Bazen rahatlamak, bazense kendinden eksiltmek için yazarsın.
Benzerleri görmek için okursun...

Dediğin gibi, felsefede dahi en büyük problem dildir, anlatmak ve aktarmaktır. Dilin yetersizliği anlaşılmama korkusunu doğurur, doğru. Ancak bazen, kelimelere gerek kalmadan seni anlayacak birini bulursun. Bu birine ulaştığın zaman çaresizlik dediğin şeyi yaşamazsın.
Aynı zamanda bu problem evrensel olduğu kadar kişiseldir de.
Dilini nasıl kullandığın, karşındakine ne şekilde anlattığın, hangi kelimeleri seçtiğin, hatta ses tonunun nasıl olduğuna bağlıdır.

Güçlü olmanın acı çekmen üstünde etkisi olmadığından bahsetmişsin. Reddediyorum. Acı çeken bir insan yeteri kadar güçlüyse kaynağını bulup yok edebilir." Acımın kaynağı sensen, seni içimde öldürebilirim."

"Yaşadığın bazı kötü olaylarda senin hiçbir suçun yoktur."
Katılıyorum ama...
Eğer gerçekten suçlu değilsen, zaman içerisinde çektiğin acı hafifleyecektir. Biliyorum ki bazı acılar hiç bir zaman geçmeyecek gibi gözükür. Kirletilmiş olduğunu hissedersin, siyah bir leke gibi orada olacak dersin... Geçer ama, her şey geçer.

"Kişiliğin nasıl olursa olsun çok büyük bir kısmı toplumun senin üzerindeki etkisidir."

Neden bir sonraki alıntıda söylediğin gibi toplumu terk etmiyorsun?
Zaten kendini değiştirdiğin zaman onları da değiştirmiş olmaz mısın?
Şu anki sen onları değiştirmeyense, değişen sen değişimi arzulayan ve yapan olacaktır.

Belki de değişime, reddetmeyi bırakmakla başlamalısın.

Koşmak için bacaklara sahipsin.
Aramak ve bulmak için gözlere.
Düşünmek için gerekli zihne sahipsin,
Dokunmak için ellere, ve sevmek içinse kalbe.
Gözlerine baktığında seni anlayacak insanlar var dışarıda.
Kulakların duymak istemediklerini duyuyorsa, değiştirebilirsin.
Sen hasta değilsin, koşabilir, arayıp bulabilir, dokunabilir, sevebilirsin.

Ancak unutma, umudunu gizleyen de sensin.
 
Üst